| Beth ve Tucker, ...çok şanslısınız. | Open Subtitles | بيث وتاكر أنتم محظوظون جداً لكونكم مع بعض |
| - Beth ve Tucker'la yemek. - Tamam, tamam, doğru. | Open Subtitles | لدينا عشاء مع بث وتاكر نعم |
| - Beth ve Tucker kafayı yemiş. - Çıldırmışlar. | Open Subtitles | كريس وتاكر مجانين مجانين |
| Ellis ve Tucker'ın dağda olduğu sırada herhangi bir ölüm kazası rapor edilmemiş. | Open Subtitles | لا يوجد اي حالات وفيات في هذه الفتره التي كان فيها أليز و توكر فيها بالجبل |
| Hatırlamıyorsun demek, pekâlâ ben ve Tucker yani Tucker ve ben Tucker ve ben dün gece seni buraya getirdik. | Open Subtitles | ألا تتذكرين؟ حسنا حسنا، أنا و توكر |
| - Beth ve Tucker. - Merhaba. | Open Subtitles | بيث وتاكر مرحباً |
| - Beth ve Tucker. | Open Subtitles | بيث وتاكر |
| Ama sen ve Tucker. | Open Subtitles | ولكن أنت وتاكر |
| Arnie, bodruma git ve Tucker'a yardım et. | Open Subtitles | (آرني)، ساعد (توكر) في السرداب |
| Arnie, bodruma git ve Tucker'a yardım et. | Open Subtitles | (آرني)، ساعد (توكر) في السرداب |
| Bak, Oliver seni dünyadaki her şeyden çok seviyor ve Tucker'ın ya da başkasının bunu değiştirmek için yapabileceği bir şey yok. | Open Subtitles | إسمعي، (أوليفير) يحبك أكثر ...من أي شئ آخر على الأرض (وليس هناك أي شيء يمكن لـ(توكر... أو أي شخص آخر أن يفعله لتغيير ذلك |