| Yani, buna mecburdun ama hastaneler ürkütücü ve tuhaf. | Open Subtitles | أقصد، أنا أعرف أنه كان يجب عليك لكن إنه مخيف و غريب |
| Merhaba, tüm bunlar bayağı eğlenceli ve tuhaf ama artık gidebilir miyiz? | Open Subtitles | اسمعوا ، بقدر ما هذا الأمر ممتع و غريب ألا يمكننا من فضلكم تجاوز الأمر فلدي حفلة أريد الذهاب إليها |
| Benden kaçmasına ve tuhaf davranmasına şaşmamalı. | Open Subtitles | لهذا السبب كان يتجاهلني و يتصرف بشكل غريب |
| Ve, tuhaf bir şekilde, onu incitmekten korkmaya başladım. | Open Subtitles | وغريبة بمـا يكفي، جائني فـزع بأنني أودُ آذيتها |
| Karışık ve tuhaf olabilir ama en sonunda bunu yapmak sizi daha da güçlü kılar. | Open Subtitles | يمكنه أن يكون فوضوياً و غريباً و لكن في النهاية أنتِ أقوى بكثير لأنكِ قد تمكّنتِ مِن تجاوز تلك المرحلة |
| Bir yamaca bakan çıkmaz bir sokak, ve tuhaf görünüşlü Fransızlar... | Open Subtitles | هم من نوعية الناس الذين يبدون كفرنسيين تعساء و غريبي الأطوار |
| Bir gün bir firmanın başında olmayı hayal ettim, böylece kimse elimdeki büyük ve tuhaf delik hakkında konuşmayacaktı. | Open Subtitles | كان لدي حلم بأنني سأكون رئيساً لشركة محاماة يوماً ما إذا لايمكن لأحد أن يتحدث عن ثقب يدي الكبير والغريب |
| Ne kadar modası geçmiş ve tuhaf, değil mi Col ? | Open Subtitles | هذا قديم وغريب جداً, اليس كذلك,(كول)؟ |
| ve tuhaf. | Open Subtitles | ومحرج! |
| Pekala, tüyler ürpertici ve tuhaf ama... bunların Derek ile ne ilgisi var? | Open Subtitles | حسناً .... مخيف و غريب ولكن ما دخل هذا بـ ديريك ؟ |
| Konuşmanı duyduğumda aklıma iki sözcük geliyor. "Kuruntulu" ve "tuhaf." | Open Subtitles | أفكر بكلمتين حين أسمعك، "موهوم" و"غريب الأطوار." |
| Batman DVD'mi ve tuhaf süslemeli Yahudi temalı bir mücevheri mi? | Open Subtitles | دي في دي باتمان الخاص بي قلاده مزخرفه بشكل غريب بطابع يهوديه ؟ |
| Eşsiz ve tuhaf gagalarıyla su yüzeyini adeta biçiyorlar. | Open Subtitles | انهم يحَشَّون الماء بمناقير غير متطابقة بشكل غريب. |
| Evet, zengin bir şirket, ve tuhaf. | Open Subtitles | نعم ,إنها شركة غنية جداً وغريبة الأطوال أيضاً |
| Mevcut Yunan metinlerine tekrar bakarak karanlık ve tuhaf olmasına rağmen bir tane buldu. | Open Subtitles | وبالرجوع للنظر للكتابات اليونانية وجد نظرية رغم كونها غامضة وغريبة |
| Ve oynarsam nasıl gürültücü ve tuhaf biri olmam? | Open Subtitles | و إذا حصل ذلك كيف يمكنني أن لا أكون مغفلاً صاخباً و غريباً ؟ |
| Ve oynarsam nasıl gürültücü ve tuhaf biri olmam? | Open Subtitles | و إذا حصل ذلك كيف يمكنني أن لا أكون مغفلاً صاخباً و غريباً ؟ |
| Hepsi kısa ve tuhaf insanlardı. | Open Subtitles | قصار القامة و غريبي الأطوار |
| Her neyse bu yine de garip ve tuhaf bir seks, değil mi? | Open Subtitles | مع ذلك فهو... بعيداً كلياً عن الجنس العجيب والغريب صحيح؟ |
| Daha birini unutmamışken başkasıyla çıkmanın ne kadar zor ve tuhaf olduğunu bilirim. | Open Subtitles | انظر، أعرف كم من الصعب والغريب أن تحاول مواعدة شخص جديد ولازلت لم تتخلص من أحدهم ... . |
| - Benimle gelin. Çok acayip, değişik ve tuhaf bir şey oldu. | Open Subtitles | -اتبعني , انه غريب وغريب جداً |