| Cinsiyet kolaydır. Cinsiyete göre reklam tasarlamak kolaydır, sanal dünyada ve TV'de, insanları cinsiyete göre hedeflemek kolaydır. | TED | من السهل استخدام الجنس وابتكار إعلانات اعتماداً عليه، واستهداف الناس عبر الإنترنت والتلفاز اعتماداً على الجنس. |
| İnan bana, küfür ve TV hakkında her şeyi biliyorum. | Open Subtitles | ثقوا بي انا اعلم كل شئ عن القسم والتلفاز |
| Bunu 500 dolara alabiliriz, az önceki takım 150 dolar olabilir, yine, zamanla ödenir, iki yılda tamamı ödenir, TV'yi de alabilirsiniz. Yani ampuller ve TV. | TED | يمكننا أن نحصل على ذلك بحوالي 500 دولار، العِدة السابقة كانت 150 دولار، وأيضًا، هذا مدفوع على أقساط مع الوقت، يستغرق سنتين لدفع جميع الأقساط، ويمكنك أن تحصل على التلفاز، فالمصباح والتلفاز. |
| OLED'ler akıllı telefon ve TV ekranlarında giderek daha çok kullanılıyor. | TED | وتُستخدم الـOLEDs أكثر فأكثر في شاشات الهواتف الذكية والتلفاز. |
| Gazeteler ve TV'de onun garip cinayet yöntemini hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تتذكر القصص على الصحف والتلفزيون عن هذا القاتل الغريب ساذكرك |
| Krakerimiz, biramız ve TV'miz vardır. | Open Subtitles | بل نحن أهل المقرمشات والبيرة والتلفزيون |
| Benim için önemli olan, "Lucky Charms" ve TV. | Open Subtitles | بالنسبة لي ما اريده هو الحبوب والتلفاز |
| Abur cubur ve TV yüzünden çocuklarımız tehlikede zaten. | Open Subtitles | البسكويت والتلفاز يضعان أطفالنا في خطر |
| Çünkü tüm gazetelere ve TV'ye çıkmak istedim. | Open Subtitles | لأنني أُريد أن أظهر على الصُحف والتلفاز! |
| Kanepe, masa ve TV de satılık. | Open Subtitles | الأريكة للبيع والطاولة، والتلفاز |
| - Işıklar ve TV gitti. | Open Subtitles | -الأنوار والتلفاز معطلة |
| - ve TV kapalı kalır. | Open Subtitles | - والتلفاز سيُغلق للأبد . |
| Bu haber bölümü New York Times, dergiler ve TV'de şirket çıkarlarına baş eğmekle eleştirildi! | Open Subtitles | هذه الشبكة الإخبارية ساءت سمعتها في (النيويورك تايمز) والصحافة والتلفزيون من أجل الإخفاء لصالح الشركة |