| ve yarım milyon İtalyan kavgası verilen bir ülkede, her iki safta. | Open Subtitles | ونصف مليون أيطالى ينتمون للبلد التى حاربت كثيراً وحاربت فى كلتا الجبهتين |
| Unutma, bugün okul yarım gün. - ve yarım gömlek, değil mi? | Open Subtitles | تذكر انه اخر نصف يوم من المدرسة اليوم ونصف تي شيرت ايضا |
| Kardeşim, lütfen altı paket samosasand, ve yarım kilo kızarmış tatlı. | Open Subtitles | أخي من فضلك أريد 6 سمبوسة ونصف كيلو من الحلو المقلي |
| Güne birkaç tostla ve yarım bir greyfurtla başlarım diyordum. | Open Subtitles | ظننت أنني سأبدأ يومي بتناول الخبز المحمص و نصف جريبفروت |
| Ayrıca bir kutu un ve yarım paket tereyağı gerekli. | Open Subtitles | واريد ايضاً كأس من الطحين و نصف ملعقة من الزبد. |
| Ve gerçekten de, günün sonunda, kabul edilebilir bir kafatasım, kısmen iyi bir omurgam ve yarım bir pelvisim vardı. | TED | وبالفعل ، في نهاية اليوم ، كان لي في الجمجمة معقولة ، وفقرات جيدة متوسطة ونصف من الحوض. |
| tüfekler, tabancalar, caydırıcı silahlar ve yarım düzine de sniper var. | Open Subtitles | ومسلحين بالرشاشات والمدافع الآلية والبنادق والمسدسات والأسلحة التحذيرية ونصف دزينة من القناصين يضعون نظارات ليلية |
| İş için 10$ ve yarım köfte ödüyorlar. | Open Subtitles | خذ العمل و أعطيك 10 دولارات ونصف سندويتش كرات لحم |
| Beyler, kızarmış patates ve yarım burger isteyen var mı? | Open Subtitles | أيها السادة، هل لي أن أعرض عليكم بعض الفلفل الحار المقلي ونصف بيرجر؟ |
| Eksik olan duyuyu uyandıran gitmiş ve yarım hatırlanmış bir şey. | Open Subtitles | مثل إيقاظ الأحساس الذي كان مفقود شيء ذهب ونصف مُتذكر |
| Üç Odalı ve yarım banyolu Viktorya dönemi bir ev mi? | Open Subtitles | منزل بثلاثة أدوار ونصف مع حمام فيكتوري على شكل تاج أصلي ؟ |
| Gerçekten altı aya ve yarım milyon adama ihtiyacımız var mı ayaktakımı askerleriyle bir teneke diktatörü devirmek için? | Open Subtitles | هل نحتاج فعلا إلى ستة شهور ونصف مليون رجل حتى نسقط ديكتاور وضيع و جيش من الرعاع؟ |
| Bir apandis, bir safra kesesi ve yarım metre uzunluğunda bir bağırsak aldım. | Open Subtitles | أجريت إزالة لزائدة الدودية ،مثانة صفراء و قدم ونصف من الأمعاء تقريبا |
| Annemin sevgilisinden bir ağrı kesici ve yarım bira çalarak. Belki bir at değildi, ama oldukça harikaydı. | Open Subtitles | سرقت مسكن للألم ونصف بيرة من صديق أمي لم يكن حصاناً ولكنه كان رائعاً |
| İçine bir araba ve yarım ev koymamışsa boşanırken yine de kazıklandın demektir. | Open Subtitles | حسناً , ما لم يتناسب في السيارة ونصف المنزل هناك مازلت أخفقت في الطلاق |
| Ben yarım bir adamım ve yarım bir adam asker olmak için yeterli değildir. | Open Subtitles | بل نصف رجل، ونصف الرجل ليس أهلًا ليكون جُنديًّا. |
| Üç hap, iki sarma ve yarım şişe de votka var. | Open Subtitles | معنا بعض من هذه الاشياء و نصف زجاجة فودكا |
| Hayır, sadece bir çorba ve yarım sandviç, benim için de bütün bir sandviç... | Open Subtitles | كلا, مجرد حساء و نصف شطيرة و شطيرة كاملة من أجلي |
| Bir şey daha, benim şu yürüyüş idmanım aslında garajda aceleyle içilen iki bira ve yarım Küba purosundan ibaretti. | Open Subtitles | وسأخبرك شيء آخر المشي السريع كان زجاجتي بيرة سريعة و نصف سيجاره كوبي بينما كنت مختفياً في مرآبي الخاص |
| Görünürde çalınan bir şey yok. Ortalıkta bir laptop ve yarım şişe cin bile duruyor. | Open Subtitles | فلا يتضح أن هناك شيئاً قد فُقِد, فهناك لابتوب حتى, و نصف قارورة جين هنا |
| Emily tüm sırlardan ve yarım yamalak doğrulardan çok yoruldum. | Open Subtitles | إيميلي، لقد تعبت حقاً من كل تلك الـأسرار، وأنصاف الحقائق |