| Market 100 şişe sos koymuş ve yarısı satılmış bile. | Open Subtitles | المتجر قال أنهم وضعوا مئة علبة من صلصتي، ونصفها اختفى! |
| Binlerce Hamilton parodisi var ve yarısı da üniversite başvurusu. | Open Subtitles | هناك الالاف من محاكاة هاميلتون ونصفها هو طلب تسجيل في الجامعة |
| Burada 2, 3 düzine fotoğraf var ve yarısı Randy Brenner'a ait diğer yarısı ise ortağı Jon Adelson'a ait. | Open Subtitles | لدينا الكثير من الصور هُنا (نصفها تخص (راندي برينر ونصفها الآخر تخص (جون أديلسون) ، الشريك |
| Yalnıza 330-340 tür kaplumbağa var ve yarısı tehdit altında. | Open Subtitles | هناك 330 فقط، 340 أنواع من السلاحف، ونصفهم تحت التهديد. |
| Dokuz ve on yaşlarında çocukların dolu olduğu bir sınıf var ve yarısı gülme krizinde çünkü Abby'nin oldukça komik bir şey söylediğini düşünüyor diğer bir yarısı ise gücendirici bir şey söylediği için ona bağırıyor. | TED | هناك فصل عُمر طلابه ما بين التسع والعشر سنوات، ونصفهم في حالة ضحك لا يمكنُ كبحه لأنهم يعتقدون أن آبي قالت شيئًا مضحكًا للغاية، والنصف الآخر يصرخُ في وجهها لقولها شيئًا هجوميًا. |
| Sadece... her beş eşcinsel erkekten birinde AIDS var ve yarısı bunun farkında bile değil. | Open Subtitles | تعلم, واحد من 5 رجال يصاب بالإيدز ونصفهم لا يعرفون ذلك حتى - حسنٌ - |
| ve yarısı burada. | Open Subtitles | ونصفهم موجودون هنا الآن |