| Çok klas, akıllı ve yetenekli birisi. Ve çocuk sahibi olmak istemiyor. | Open Subtitles | انها مرحة وذكية وموهوبة ، ولاتريد اولاداً. |
| Akıllı ve yetenekli olduğum için bu davaya koydun beni sayende de çok iyi işler başardım. | Open Subtitles | انت من وضعني بهذه القضية لأنني ذكيو وموهوبة وقمت بعمل رائع والفضل يعود لك |
| Bu Nazi, etkileyici ve yetenekli bir adama benziyor. | Open Subtitles | لهذه الدرجه ؟ يبدو أنه رجلٌ مغرورٌ و موهوب هذا النازي |
| Elbette, efendim. Korkusuz, küstah, arsız ve yetenekli. | Open Subtitles | طبعاً، يا سيديّ، شجاع، متغطرس، متهور وموهوب |
| Ne kadar güzel ve yetenekli olduğunu göster. Mükemmel. | Open Subtitles | أظهري كم أنتِ جميلة و موهوبة. |
| - Ne kadar esnek ve yetenekli! | Open Subtitles | يا لها من مرونةٍ وبراعة! |
| Ama birden bire kendimi 300 muhteşem ve yetenekli kadınla yarışırken buldum şeyi oynamak için... | TED | ولكن فجأة، كنت أتصارع مع 300 امرأة فاتنة وموهوبة كي أمثل ... |
| Zeki,güzel ve yetenekli olmalı. | Open Subtitles | لابد أن تكون ذكية وجميلة وموهوبة |
| Gerçekten harika kız. Çok güzel ve yetenekli. | Open Subtitles | إنها فتاة مميزة جميلة وموهوبة جداً |
| Onu gördünüz mü? Ona ne kadar güzel ve yetenekli olduğunu söylemek istiyorduk! | Open Subtitles | نريد أن نخبرها كم كانت جميلة وموهوبة |
| Aranızda bir arkadaşım var çok özel ve yetenekli bir arkadaşım, sahneye gelip bizimle bir şarkı söylemesini istiyorum. | Open Subtitles | ... حصلت على صديقة هناك. هذه هي بالجماهير صديقة خاصة جدا وموهوبة |
| Mesele muhteşem, hırslı ve yetenekli olmaman değil. | Open Subtitles | يتم قبولها في "غالويذر"؟ الأمر لا يتعلق بكونك غير رائعة وطموحة وموهوبة. |
| Çünkü siyah ve yetenekli olmak çok zor | Open Subtitles | وهذا بسبب أنه أسود و موهوب بشدة |
| Bilirsiniz, Pierre hassas bir çocuk. ve yetenekli! | Open Subtitles | كما تعلمين، بيير ولد حساس و موهوب |
| Ama sen çok akıllı ve yetenekli birisin. | Open Subtitles | لكنك ذكي جدًا و موهوب |
| Çok kibar ve yetenekli biriydi. | Open Subtitles | لقد كان شخصاً ذا روح رقيقة وموهوب للغاية. |
| Bu kadar genç ve yetenekli birisinin ölmesi insanı kendinden geçirir tabii. | Open Subtitles | موت أي أحد يافع وموهوب لهو أمر لا معنى له. |
| Kötü haber şu, adam zengin, canı sıkılıyor ve yetenekli. | Open Subtitles | الاخبار السيئة ,انه غنى , مكتئب وموهوب |
| Bir bayan yönetmen, genç ve yetenekli. | Open Subtitles | ستخرجه امرأة صغيرة و موهوبة |
| - Ne kadar esnek ve yetenekli! | Open Subtitles | يا لها من مرونةٍ وبراعة ! |
| Ama değinmek istediğim nokta açıkça, akıllı ve yetenekli ama iyi biri mi? | Open Subtitles | و فكرتي هي,من الواضح انها ذكية و قادرة لكن هل هي لطيفة؟ |
| Şuan güzel ve yetenekli Kiki Harrison ile birlikteyim. | Open Subtitles | انا جالس الان مع الأنسة كيكي هاريسون اللطيفة و الموهوبة |
| Geçmişime gelince, dünyanın en harika şehirlerinden birinde sevgi dolu ve yetenekli sanatçıların olduğu bir ailede büyüyecek kadar şanslıydım. | TED | كخلفية، لقد كنت محظوظاً كفاية لأكبر في عائلة من الفنانين الموهوبين و المحبوبين في واحدة من المدن الكبرى في العالم. |