| Anlaşıldı. Zaten duş alacaktım. Benimle vedalaşmadan bir yere gideyim deme. | Open Subtitles | لا تقل المزيد، عليّ الاستحمام بأيّ حال، لا ترحل دون توديعي |
| Clark diyor ki vedalaşmadan gitmenin nedeni senin buna dayanamayacak olmanmış. | Open Subtitles | قال (كلارك) إنّ سبب مغادرتك بدون توديعي هو لأنك لم تستطع احتمال ذلك |
| Peki kâfir, vedalaşmadan mı gidiyorsun? | Open Subtitles | يالك من كافر، تغادر دون أن تودعنا ؟ |
| Bizimle vedalaşmadan mı gidiyordun? | Open Subtitles | ستذهبِ بدون ان تودعنا جميعآ هكذا ؟ |
| Genellikle vedalaşmadan gider, ve bir yıla yakın dönmez. | Open Subtitles | فهو غالبًا ما يغادر من دون وداع. ولا أراه لمدة سنوات. |
| Uzun bir vedalaşmadan sonra kendini korkunç hissedersin. | Open Subtitles | يشعر المرء بالخوف بعد أى وداع كبير |
| vedalaşmadan sizi bırakacağımı düşünmediniz, değil mi? | Open Subtitles | لم تظني انني سأتركك بدون وداع, اظننت؟ |
| Clark diyor ki vedalaşmadan gitmenin nedeni senin buna dayanamayacak olmanmış. | Open Subtitles | -أخبرني كلارك أن سبب غيابك دون وداع |
| vedalaşmadan gittiğim için bağışlayın beni. | Open Subtitles | اعتذر عن الرحيل بدون وداع |