| Onu yakaladığımda, o iblis tuzağından çıkmasına izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | أتعلمين، لا أصدق أنني تركته ينجو من الكرات البلورية عندما اصطدته |
| Çok utandım, buna izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | هذا محرج جداً، لا أصدق أنني سمحت له بهذا |
| Meg'in suçu üstlenmesine izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أني جعلت ميج تأخذ اللوم .. أنتي محقة يا لويس .. |
| Bana bütün bu yaptıklarından sonra hala beni etkilemesine nasıl izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّي لا أزال أتركه يؤثّر فيّ بعد كلّ ما جعلني أقاسيه |
| Bütün hafta benimle sevişmene izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق بأني جعلتك تجامعيني طوال الأسبوع |
| Aptal ağaçlardaki mal yaprakların düşüşünü izlemek için beni Vermont'a getirmesine izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنني سمحت لها بجري الى هنا الى فيرمونت المققزة لرؤية الأوراق الحمقاء على الأشجار الغبية |
| Trav ve Laurie'ye aşırı tepki verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنني بالغت بردة فعلي على لاوري وتراف |
| Stajyerimi buna bulaştırmanıza izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنني سأسمح لكم بإشراك المتدربة في كل هذا |
| - Bu kursa $10.000 verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | -لا أصدق أنني دفعت 10 آلاف دولار لهذه الدورة |
| Üçünüzün benimle burada... konuşmanıza izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنني فعلتها إنني مع ثلاثة |
| Benimle böyle konuşmana izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أني تركتك تحدثيني عن هذا. |
| Burada yaşamasına izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أني تركته يعيش في الأراضي |
| Tekrar hayatıma girmene izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أني سمحت بأن تعود لحياتي ثانيةً |
| Bana bütün bu yaptıklarından sonra hala beni etkilemesine nasıl izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّي لا أزال أتركه يؤثّر فيّ بعد كلّ ما جعلني أقاسيه |
| Başka bir teşkilatın cinayet soruşturmasına müdahale etmem için beni ikna etmene izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّي جعلتُك تُقنعني في التورّط بالتحقيق بجريمة قتل خاصّة بإدارة أخرى. |
| Buna sokmak için benimle konuşmana izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | بالكاد أصدّق أنّي سمحت لك بإقناعي بهذا. |
| Noel'in lanet olası bir doğruluk oyununda üstüme gelmesine izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لايمكنني أن أصدق بأني تركت نويل يقدر علي في لعبة الحقيقه أو الجرأه المعتاده |
| Onun kaçmasına zin verdiğime inanamıyorum. Çok aptalım. | Open Subtitles | لا أصدق أننى تركتة يهرب أن غبى جدا |
| Seni seviyorlar. Beni ikna etmene nasıl izin verdiğime inanamıyorum. Politikadan nefret ederim. | Open Subtitles | لا أصدق أنّني تركتك تناقشني في هذا، أكره السياسة |
| Konser biletlerine 120 papel verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق بأنني أدفع 120 دولار لتذاكر سرطان |
| Sana başarımın sırlarının hepsini verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنني أعطيكِ خلاصة علمي |
| Çok budalaca davrandım. Senin gibi harika birine yol verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أكادُ أصدّق أني تركتُ شخصاً مثلك يضيع منّي. |