| Sağımda ise, seslerime karşılık vermeyen bir komşum vardı. | Open Subtitles | على يساري، جار لم يجب على نقري. |
| Sorularına asla cevap vermeyen huysuz bir ihtiyar mı? | Open Subtitles | عجوز حاد الطبع، لم يجب على أيّة سؤال؟ |
| Onun aramalarına cevap vermeyen sen değil miydin? | Open Subtitles | . ألستِ أنتِ من لم يجب مكالماته؟ |
| Oysa ben insanlarına özgürlük vermeyen toplumun fakirliğini düşündüğümde, bu binalara hayranlıkla bakmıyorum. | TED | و لكن حين أفكر بفقر المجتمع الذي لا يعطي لناسه الحرية لا أعجب بـهذه المباني |
| Çocuklara şeker vermeyen birine güvenmem. | Open Subtitles | أنا لا أثق برجل لا يعطي الحلوى للأطفال |
| Dün, istediğim kıyafeti almama izin vermeyen kimdi? | Open Subtitles | من الذي منعني من شراء الفستان الذي أعجبني أمس ؟ |
| Birinin gitmesine izin vermeyen kimdi peki? | Open Subtitles | من الذي منعني من الرحيـل وجعلني ألعب معه؟ |
| Aramalarına cevap vermeyen sen değil miydin? | Open Subtitles | . ألستِ أنتِ من لم يجب مكالماته؟ |
| O ne sana ne de romanına değer vermeyen beyinsiz vicdansız, yeteneksiz bir asalak! | Open Subtitles | انه الإختراق tonicless دون الدماغ أو ضمير الذي لا يعطي لعنة عنك أو روايتك! |
| Bana istediği şeyi, istediği anda, yani şimdi vermeyen herkesi öldüren Kana Susamış Kahmunrah derlerdi, bu arada şifreyle tableti alsam iyi olur! | Open Subtitles | بل أطلقوا عليّ (كامونرع) المتعطش للدماء. والذي يقتل مَن لا يعطي (كامونرع) ما يريده، في اللحظة التي يريدها والتي تتزامن والآن. |
| - Çalışmama izin vermeyen sensin. | Open Subtitles | أنتَ من منعني من أن أعمل |