| Kendi çabalarımla sizi Versailles'ın en büyük eksikliği olarak göstereceğim. | Open Subtitles | .أنا بنفسي جربت ذلك ونجحت .بإبقائك بعيدا عن محكمة فرساي |
| Böylece bu sistemi Kasım 1990 da Paris yakınlarındaki Versailles de düzenlenen bir ticaret fuarına götürdüm. | TED | لذلك حملت هذا النظام لمعرض تجارة في فرساي قرب باريس في أواخر نوفمبر 1990. |
| Burayı Versailles sarayı mı zannettin? | Open Subtitles | يجب أن نتصرّف. أنت لا تريد قصر فرساي هنا. |
| Versailles'daki Saint-Pierre hapisanesinin önünde, Alman seri katil Eugen Weidmann'ın giyotinde idam edilişiydi. | TED | وقد كان إعدام القاتل المتسلسل و السفاح الألماني، إيغون ويدمان، خارج سجن ساينت بيتر في فيرساي. |
| Versailles'da olduğunu söylemiştin. Gerçekten neredeydin? | Open Subtitles | . انت قلت إنك كُنت في فيرساي اين كنت انت حقاً ؟ |
| Versailles'daki bir kişinin isteğiyle bataklıklar bahçelere dönüşüyor. | Open Subtitles | أعظ لأجل الإله في فرساي رجل واحد حولها من مستنقعات إلى حدائق |
| Versailles'da işlerin nasıl yürüdüğü hakkında bir bilgin var mı? | Open Subtitles | حقاً أنت لا تعلم كيف تجري الأمور في فرساي |
| Güya hizmetkârı Versailles civarındaki bahçelerden Belçika tohumu ithal ederek özel olarak üretirmiş. | Open Subtitles | يفترض , خدمه زرعوا سلالة مستوردة من بلجيكا قرب , حدائق , قصر فرساي |
| Versailles Sarayı'nda iki kardeş arasındaki düelloda. | Open Subtitles | أثناء مبارزة بين الأشقاء على أرض قصر فرساي |
| Versailles Anlaşması farklı bir hitabeti yasaklıyor. | Open Subtitles | معاهدة فرساي تُحظر أي شكلٍ آخر من المناداة |
| 16 Haziran 1939 saat sabah 6'da Versailles'da giyotinle idam edildi. | Open Subtitles | الساعة السادسة صباحاً , الـ16 من يوليو عام 1939 أُعدم بالمقصلة في "فرساي" |
| Potansiyelinin farkında olmayanlar Versailles'daki insanlara dönerler. | Open Subtitles | لابدّ أن نُدرك جميعًا إمكانياتنا. أولئك الذين لا يدركونها مثل الناس في "فرساي", |
| Versailles'ı kastetmedim, ama yine de elden geçse iyi olur. | Open Subtitles | لا، بالتأكيد ليس قصر فرساي, لكن حتّى.. |
| Versailles'da başına gelebileceklerden ötürü annen endişeleniyor. Vaazlarını pazar gününe sakla. | Open Subtitles | أمك قلقلة بخصوص رحلتك إلى فرساي |
| Versailles'ın iğrenç kokusunu özlemişim. | Open Subtitles | اشتقت إلى فرساي سيد دي بيليغارد |
| Senin soyun muhtemelen Versailles'de dans edenlere uzanıyordur. | Open Subtitles | لابد ان اسلافك قاموا بالرقص في قصر فيرساي |
| Fransız resminin önemli koleksiyoncularından olup mağazasının yüzüncü yıl dönümü için Versailles şatosunu kiralayan adam. | Open Subtitles | و هو مهتم باللوحات الفرنسية الرجل الذي استأجر "قصر فيرساي" بفرنسا للاحتفال بمناسبة مئوية لمتجره |
| Versailles sana yardım edemez. Topraklarının sana, ikimize ihtiyacı var. | Open Subtitles | فيرساي لن تقوم بمساعدتك منطقتك بحاجتك.. |
| Merhaba, ben Yüzbaşı Eric Levkowich, Versailles polis merkezinden. | Open Subtitles | النقيب إيريك ليفكوفيش شرطة فيرساي. |
| Lütfen unutmayın, burası Versailles. | Open Subtitles | فلتتذكروا من فضلكم أن هذا قصر فيرساي |
| Versailles'den son kez ayrılıyor. | Open Subtitles | تغادر قصر فيرساي للمرة الأخيرة |