| Ayrıca gerçek versiyonum uzun zamandır senin baygın ve gerçek versiyonunla bodrumda. | Open Subtitles | و ايضاً النسخة الحقيقية مني في الطابق السفلي مع نسختك الحقيقية المغمى عنها لبعض الوقت |
| "Ah, bekar kuzenim Zach ziyarete geliyor, ve benim erkek versiyonum, ki bu da demektir ki harika biri, ve siz ikiniz randevuya çıkmalısınız." | Open Subtitles | ابن عمي الاعزب زاك سيأتي للزيارة وهو النسخة الأنثوية مني مما يعني انه مذهل |
| Yani bu fikri ben buldum da keşke fikrin sahibi olan versiyonum ben olsaydım. | Open Subtitles | لكنني أتمنى لو أنني كنتُ تلكَ النسخة مني والتي تمتلك المكان. |
| O zayıf versiyonum değil. | Open Subtitles | الجزء الذي يتحلّى بالقوّة لا تلك النسخة الواهنة |
| Bu benim yatakta kahvaltı yapan versiyonum. | Open Subtitles | هذه نسختي من الفطور على السرير |
| Benim dandik versiyonum olan şu adamla birkaç değersiz dakika geçirmek için her şeyi çöpe atma. | Open Subtitles | لأجل بضعة دقائق مع النسخة المبتذلة منّي |
| Benim Hint versiyonum olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون النسخة الهندية مني أنا |
| Benim erkek versiyonum. | Open Subtitles | منّي الذكر النسخة |
| Bu surat, bu versiyonum. | Open Subtitles | هذا الوجه، هذه النسخة مني. |
| Reese Witherspoon benim daha hoş bir versiyonum. | Open Subtitles | (رييس ويزبورن) النسخة المحبوبة من شخصي. |
| Başka bir versiyonum o karanlık ile doldurulmuş Frank Irving. | Open Subtitles | ... النسخة الأخرى مني ... فرانك أيرفينغ) المليئ بالشر) |
| Başka bir versiyonum o karanlık ile doldurulmuş Frank Irving. | Open Subtitles | ... النسخة الأخرى مني ... فرانك أيرفينغ) المليئ بالشر) |
| İşte benim versiyonum. | Open Subtitles | هذه نسختي من الأغنية |