| Kutunun içinde küçük topların rastgele aşağı düşeceği dar tüneller var, sağa ya da sola veya sola, vs. | TED | داخل هذا اللوح توجد أنفاق ضيقة تسقط من خلالها الكرات الصغيرة بعشوائية، تذهب يمنة أو يسرة، أو يسرة، إلخ. |
| Verilerimiz var. Ortalama gibi basit matematik işlemlerini yaptılar vs. vs. | TED | يجرون رياضيات بسيطة، بحساب المتوسط، إلخ، إلخ. |
| BG: Bu çok anlaşılır, beyin hassas, vs. | TED | برونو: هذا مفهوم، لأن الدماغ هو حساس ورقيق، إلخ. |
| Kalp atışları yavaşlar, daha uzun yaşarsınız; hücre zarından geçen oksijen ve diğer kaynakların akışı yavaşlar, vs. | TED | إن معدل ضربات القلب تكون أبطأ كلما تقدمت بالعمر حيث أن انتشار الاوكسجين والموارد عبر الأغشية يتباطئ, الخ .. |
| Böylece klasik insan vs. makine bahsi açılmış oldu. | TED | و هكذا بدأ السجال المعهود حول قُدرة الإنسان في مقابل قُدرة الحاسوب، |
| Ve bize aynı zamanda televizyondan reklamlara, pazarlamaya, vs. her şeyden gelen mesajları özümsüyoruz. | TED | بالاضافة إلى اننا نتبنى أيضاً ذلك المفهوم من كل شيء .. من التلفاز إلى الاعلانات الى المنتجات المسوقة .. إلخ |
| Bunun tek nedeni, bol bol su içmekten, hatta onun fevkalade türevleri olan bira, şarap, vs içmekten hoşlandığımız için değil tabii. | TED | انها ليست فقط لأننا نشرب الكثير منها ومن مشتقاته الرائعة، والبيرة، والنبيذ، إلخ. |
| Yani, tabii ki, buna zorlandığı için, çünkü daha iyi bir seçeneği yoktu, vs., vs., | TED | لانه أُجبرت عليه .. ولانها لاتملك الخيارات الاخرى وإلخ إلخ من هذه العبارات الشائعة .. |
| Zeki, seksi, vs. vs. Ve ikimiz de vurulduk. | Open Subtitles | ذكية ومثيرة ، إلخ إلخ وقد أُطلق النار علينا |
| İnsanların davet et, mesela polis, politikacı vs. | Open Subtitles | وسنقوم باستدعاء البعض علي سبيل المثال رجال الشرطة السياسيين , إلخ |
| ama amaçlarınız için, uçuş güvertesi sistemleri, yükleme köprüsü, vs, hemen hemen aynı sayılır. | Open Subtitles | لكن لأغراضك, أنظمة سطح الطائرة ,الحمولة .. إلخ متطابقة تقريباً |
| Müdür mahkûmlara dağıtmak üzere; onları önemsediğimizi hizmetlerin her zaman uygun olduğunu vs. anlatan bir bildiri hazırlamamızı istedi. | Open Subtitles | حسنا, المأمور طلب بأن نوزع أوراق على السجناء نقول لهم بأننا نهتم و نخبرهم عن الخدمات المُقدمّة, إلخ |
| Daha sonra, kuşbilimciler gidip populasyonları, göçleri vs. takip etmede yardım ediyorlar. | TED | وبعد ذلك عالم الطيور المتخصص يبدأ ويساعد في مراقبة أعدادهم , هجراتهم , إلخ . |
| Sonrasında bu mekanizmayı geliştirdik, aşırı yetenekli insanlar, sıralama açıkça konuşma, bilgi paylaşımı... insanlar bu kadar bilgi karşısında sersemledi, çekirdek stratejiler vs. | TED | لذلك قمنا بتطوير كل هذه الآليات، أشخاص موهوبين للغاية، لديهم انتماء، يتحدثون بحرية، ويشاركون المعرفة-- داخليًا،فُوجئ الناس بكم المعلومات-- كل الاستراتجيات المركزية، إلخ. |
| Londra, Birmingham'ın daha büyük ölçekli versiyonu mudur, ki o da Brighton'un daha büyük ölçekli versiyonu, vs. vs.? | TED | إذاً هل لندن ارتقت الى برمنغهام والتي ارتقت تدريجياً الى بريغتون , الخ الخ ؟ |
| her iki tarafta konuşanın ne ima ettiğini açıkça anlıyor, ve konuşan kişi, dinleyen kişinin konuşanın ne ima ettiğini anladığını bildiğini bildiğini biliyor vs...vs. | TED | كلا الطرفين يدرك تماماً مغذى المتكلم، والمتكلم يعي إدراك المستمع أن المتكلم يعي بأن المستمع يدرك، الخ، الخ. |
| Yavaş yavaş bu fikir insan bilimleri, ekonomi vs. gibi bilişsel bilimlere de sızıyor. | TED | وببطء، بدأت تتضح الفكرة للعلوم المعرفية، العلوم الإنسانية، الاقتصاد ..الخ .. |
| Enstrümanlar amplifikasyon vs. vs. olmadan duyulacak kadar yüksek sesliler. | TED | صوت الآلات عالٍ بما يكفي لتُسمع دون الحاجة لمكبرات صوتية، و هكذا. |
| Meriel'in kişisel bilgilerine sahiptiniz hesabına, adresine, vs. | Open Subtitles | كانت لديك معلومات ميريل الخاصة حسابها وعنوانها والخ |
| Evet, Ray tokatlandığını ve senin, sivil haklarını çiğnediğini vs. söyleyecek. | Open Subtitles | حسناً, راى سوف يقول ان موكله تعرض للضرب, وانك انتهكتى حقوقه المدنيه وهذا كله كلام فارغ , وثرثره. |
| Emniyet kemerleri, güvenlik aygıtları vs. Bunlarla arkadaşın bir servet yaptı. | Open Subtitles | حزام مقعد من ادوات الامان وهلم جرا. وصديقك جمع ثروة طائلة. |
| Tarihi boyunca insanlara tiyatro sağladı, iş için, topluluk toplantıları vs. oldu, | TED | على مدار التاريخ، تم توفيرها بالمسرح، وأماكن لرجال الأعمال وأماكن للتجمعات المجتمعية إلى آخره. |