| Tam bir vudu rahibi, ama aynı zamanda turistler için de bir gece klübü işletiyor. | Open Subtitles | هو كاهن الفودو والذي يدير . نادي ليلي للسياح أيضا |
| Minerva'nın kocasıydı Beaufort bölgesinin en önemli vudu büyücüsü. | Open Subtitles | حسنا منيرفا كانت متزوجة من د. بوزارد أشهر ممارسي الفودو الفودو : |
| vudu büyüsüyle uğraşan düzgün diridir. | Open Subtitles | إنه موظف في المستشفى إنه يمارس سحر الفودو |
| Sonra vudu büyüsü yaparak bunları cesedin ağzına tıkıp bulduğunda da şaşırmış gibi mi yaptı? | Open Subtitles | إذاً صنع جراهام تعويذات فودو و أقحمها داخل فم جثة و تظاهر بانه مندهش عندما عثر عليهم؟ |
| FBI kayıtlarına göre Rene Mouton küçük bir vudu kilisesine kayıtlıymış. | Open Subtitles | وفقاً للملفات الرسمية, كان رينيه موتان يدير كنيسة فودو صغيرة |
| Pazar öğleden sonrasındaki vudu sınıfı kendini amorti etmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن صف الشعوذة المسائي ليوم الأحد يبدو ذا نفعٍ حقاً. |
| Tarikatın vudu büyüsü bizimkinden daha güçlüdür. | Open Subtitles | سحر الفودو للسيكت الأحمر هم أكثر منا قوةً بكثير |
| Daha çok duvardaki vudu sembollerine benziyor. | Open Subtitles | المزيد من الفودو, تماماً مثل الرمز على الجدار |
| vudu büyüsü Bones'e hafıza kaybı, Legiere'yse ölüm getirdi. | Open Subtitles | بونز مصابة بفقدان ذاكرة من الفودو و ليجيري قتل من الفودو |
| Çalıştıkları son şeyse bir vudu ayini cinayetiydi. | Open Subtitles | و اخر شيء عملا عليه معاً كان جريمة قتل في طقوس الفودو |
| Benoit vudu rahibinin ruhunu almak için Katrina Kasırgası'nı kullandı. | Open Subtitles | استغل بينويت إعصار كاترينا كذريعة ليأخذ روح قس الفودو |
| Yani, sen gelirsin ve son 6 aydır yaptığın o vudu(*) saçmalığını yapabilirsin. | Open Subtitles | أعنى أنه بإمكانك الحضور وبإمكانكِ العمل على تقاليد الفودو التى تعكف على العمل عليها منذ الستة أشهر الأخيرة |
| vudu ve oral seks. Gençler bu günlerde çok çabuk büyüyorlar. | Open Subtitles | سحر الفودو والجنس الفموي يكبر الأطفال بسرعة للغاية هذه الأيام |
| vudu size ne kadar tuhaf geliyorsa, emin olun Batı dinleri de diğerlerine o kadar garip geliyor. | Open Subtitles | على الرغم من أنه قد يبدو غريب ولكن فودو من المعتقدات الأكيدة ويبدو أن الأديان الغربية الغريبة بنفس القدر من الدخلاء |
| Evet. Tabii bir vudu rahibesi tarafından lanetlendiğini iddia etmiş. | Open Subtitles | نعم ، مع أنها أجزمت أن ذلك بسبب أن كاهن فودو لعنها |
| Oprah-izm veya vudu gibi normal bir din seçmeliydi. | Open Subtitles | ليته اعتنق ديانة شائعة، كـ"الأوبرية" أو "فودو". |
| Bu araştırma tekniklerinin vudu ya da dolandırıcılığa biraz yakın olduğunu düşünen sadece ben miyim? | Open Subtitles | هلأناالوحيدةالتيتظنأنتقنيةهذاالتحقيق.. تبدو أقرب الى الشعوذة أو الإحتيال ؟ |
| Alt kattaki vudu büyü şeyini ne yapacağız? Hayır, hayır, hayır. | Open Subtitles | وماذا عن كل هذه الشعوذة التي مارسوها هناك؟ |
| vudu, bir parti için büyülü bir bahaneden başka bir şey değildir. | Open Subtitles | الشعوذة ليست سوى سحر يزداد بالجماعة، أليس كذلك؟ |
| Hayır, ben bilim adamı olduğum, o vudu bebekleriyle oynadığı için. | Open Subtitles | كلا, لأني عالمة و هو يلعب بدمى السحر الأسود |
| Sen de burada büyüdün. Bu kasabanın her yerinde vudu olayları vardır. | Open Subtitles | أنت تربيت هنا، أيضاً وهناك شعوذة في كل مكان |
| Ruhlar, vudu büyüsü sayesinde diğer âlemden bizimle konuşabiliyorlar. | Open Subtitles | تعتنق الفودود المقدمة المنطقية بأن بانه يمكن للأرواح ان تتحدث معنا من خلف القبر |
| Tamam, yani bu aslında kötü amaçlı vudu büyüsü. | Open Subtitles | حسناً, إذاً هذا فودود سيء بكل معنى الكلمة |