| İyi, Sen ve Rita kilisedeyken Rocky ve ben Wally ile konuşuyorduk. | Open Subtitles | انا وروكي كنا نتحدث مع والي عندما كنت مع ريتا في الكنيسة | 
| Wally'nin EKG cihazının lavman çantasını aldığı zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكرحين علق والي بكيس الحقنة الشرجية في جهاز تخطيط القلب؟ | 
| Bu M'gann ve bunlar da Wally, Artemis, Kaldur ve Connor. | Open Subtitles | هي ميجان , وذلك والي , أرتيميس , كالدر , وكونر | 
| Wally'e gidip şu gördüklerine bakalım, sonra da şu adamla konuşalım. | Open Subtitles | دعونا ضرب والي وفرك رؤيتك وبعد ذلك كلمة مع هذا الرجل. | 
| Wally biraz aptal olabilir ama en azından olduğu gibi davranıyor. | Open Subtitles | هل تعلمين.. والى قد يكون خشننا بعض الشىء ولكنه يقول الحقيقة كما هى | 
| Bunu bana bırak, Wally. Onlara doğru şekilde davranmamız gerek. | Open Subtitles | فقط إترك هذا الأمر لي يا والي يجب علينا فقط أن نتعامل معهم بالطريقة الصحيحة | 
| Wally hakkında iyi şeyler anlattı. | Open Subtitles | قالَ والي الكثير مِنْ الأشياءِ اللطيفةِ عنك. | 
| George Goldblum onun altındaydı. Wally Cox neredeydi? | Open Subtitles | جورج غوبل كان في النهاية واين كان والي كوكس اذاً؟ | 
| Çavuş Wally Holbrook Görevini rapor ediyor. | Open Subtitles | ملازم والي هولبروك جاهز من اجل اداء الواجب | 
| - Candy. - Merhaba. Ben Wally. | Open Subtitles | كاندي مرحبا أنا والي لقد أحضرت بعض الشيكولاتة للأولاد | 
| - Wally elmaların sıkıcı olduğunu düşünüyor. - Hiçbir zaman sıkıcı olduğunu söylemedim. | Open Subtitles | والي يعتقد بأن أشجار التفاح مملة أنا لم أقل بأنهم مملين | 
| Wally'e sor, Witwer tekrar tapınağa girmiş mi. | Open Subtitles | لامار، استمع لي، استمع، تكلّم مع والي اسأله ان كان ويتوير قد دخل الى المعبد ثانية | 
| Çavuş, Şef Monroe. Bu Wally Pitoniak. Güvenlik Sorumlusu. | Open Subtitles | رقيب الرئيس مورو هذا والي باتونك، رئيس الأمن | 
| Sağ ol Wally. Bunları seyrettiğim aramızda kalsın tamam mı? | Open Subtitles | ...حسناً يا والي شكراً لك لنبقي هذا الامر سراً بيننا. | 
| Somerset İlçesi'nde tahkikat memuru olarak çalışan, Wally Miller, Houston Chronicle gazetesine, " O, sanki birinin gökten düşürdüğü bir demet metal gibi görünüyordu", dedi. | Open Subtitles | والي ميلير, قاضى مقاطعة سامرسيت، أخبر مؤرخة هيوستن، بدا كما لو أن أحدهم ألقى قبضة من خردة الحديد من السماء | 
| Birincisi Wally Melman, film yapımcısı ikincisi Chole Harris,.. | Open Subtitles | كلاهما اطلق النار على رأسه الأول كان منتج افلام معروف, والي ميلمان | 
| Wally Melman, seni tutmayı düşünen bir yapımcıydı, fakat olmadı ve Natalie bir rakipti. | Open Subtitles | لا والي ميلمان كان منتجا فكر بتعيينك, لكنه لم يفعل | 
| Wally Melman, Natalie Ryan ve Jeremy Collins cinayetlerinde şüphelisin. | Open Subtitles | انا مشتبه بك في جريمة قتل والي ميلمان, ناتالي ريان, وجيريمي كولينز | 
| Eli, umarım seyrediyorsundur. Çünkü Wally'yi oraya getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | إيلي,أرجو أنك تشاهدني لأنني أحتاجك للوصول إلى والي | 
| Selam Wally, ben Kassie. Bil bakalım ne oldu? New York'a geri dönüyoruz. | Open Subtitles | والى أنا كاسى خمن ماذا سوف نعود الى نيويورك | 
| Bence meramımı anlatabilirim Wally, gerçekten. | Open Subtitles | اعتقد انه يمكنني ان اقوم بهذا ويلي اعتقد ذلك. | 
| Wally dalların insanlara çarptığını düşünüyor. | Open Subtitles | واللي هنا يعتقد أن الناس هنا يضربون بالفروع | 
| Biliyorum, ama Wally, başka birinin olmamasına inanamıyorum. | Open Subtitles | اعلم,ولكن ,وايلي انا لا استطيع ان اصدق ان احدهم. | 
| Çok incesin, Wally. | Open Subtitles | هذا لطيف منك ياوالى لطيف للغاية | 
| Seninle Wally hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اتحدث اليك بشأن " وولي" لدقيقه |