| Watson aslında doğa tarafından oluşan çok düşük frekanslı radyo yayınlarını dinliyordu. | TED | في الحقيقة, كان واتسون يستمع إلى موجات راديو قليلة التردد سببتها الطبيعة. |
| - Böyle birşeyi yapmam. - Evet yapacaksın bay Watson. | Open Subtitles | لن أفعل شيئا بلى سوف تفعل ذلك يا سيد واتسون |
| Çok güzel bay Watson, onlara senden iyi bir katil olabileceğini söylemiştim. | Open Subtitles | ممتاز يا سيد واتسون قلت لهم أننى يمكننى أن أجعل من قاتلاً |
| Sahnenin ortasında kocaman bir "Watson" logosu vardı. | TED | وكان هناك شعار واطسون كبير في منتصف المنصة. |
| Bir projeyi düşün: IBM'nin Watson'u (yapay zeka programı). | TED | عند النظر الى مشروع واحد: واطسون أي بي أم. |
| Bir karara vardım Watson ortaklığımız bittikten sonra da derslere devam etmeliyiz. | Open Subtitles | أنا قررت, واتسن أن أُحضر الجلسات العلاجيه بعد أن تنتهي مدة مرافقتنا. |
| Benim dunyam su insanlarin dunyasi gibi Amory Lovins, Janine Benyus, James Watson. | TED | عالمي هو عالم اشخاص مثل.. أموري لوفنز, جانين بينياس, جايمس واتسن |
| Watson, 3 Pinchin yoluna git, Lndra | Open Subtitles | واطسن .. اذهب الى منزل رقم 3 بشارع بنشن لاين |
| Michelle Watson, Buffalo'da bir hafta önce öldürülen bir emlakçı. | Open Subtitles | اسمها ميشيل واتسون وكيلة عقارية قتلت في بوفالو قبل اسبوع |
| Crick ve Watson üne kavuştu ama modellerinde aslında Franklin'in bilgisi dahilinde olmadan Watson'a gösterilen Franklin'in çektiği fotoğraflardan birinden ilham alınmıştı. | Open Subtitles | و فازا هما بالمجد و لكن نموذجهما كان معتمداً علي إحدي صور روزاليند فرانكلين و التي عرضت علي واتسون دون معرفة روزاليند |
| Her zaman farkındasındır Watson eğer farkında olmasan bu bir kefaret olmaz. | Open Subtitles | حسناً أنت دائماً تعرفيه واتسون وإن لم تعرفيه فلن تكون له كفارة |
| Bir ay kadar önce IBM tarafından üretilen Watson'un Riziko yarışması şampiyonlarını yendiğini izlediniz. | TED | وكما رأيتم قبل شهر من الآن ، فاز واتسون من شركة إي بي إم على بطلي لعبة جيوباردي. |
| Yıl 1876,yer Boston. İşte Thomas Watson ile telefonun icadı üzerinde çalışan Alexander Graham Bell. | TED | إنه في عام 1876 في بوستن, وهذا هو ألكساندر غراهام بيل الذي كان يعمل مع تومس واتسون في إختراع التلفون. |
| Thomas Watson kendisinin tesadüfi anteninin keşfettiği bu tuhaf çıtırtı,tıslama cıvıltı ve ıslıkları dinlemeye saatlerini verdi. | TED | تومس واتسون قضا ساعات في الإستماع لفحيح وقرقعة غريبة وتغريد وصفير إلتقطها بشكل مصادف الهوائي. |
| Watson bu odada sanki yanlızmış gibi davranıp beni görmemeni istememde bir sakınca var mı? | Open Subtitles | هل لديك اعتراض يا واطسون ان تسحب الستائر عرضا كما لو كنت وحدك فى الغرفة ؟ |
| Watson beni anlayacak kadar iyi tanıdığın için, hiç bir şekilde sinirli birisi olmadığımı da bilirsin. | Open Subtitles | اظن انك تعرفنى جيدا يا واطسون لتفهم اننى رجل عصبى على الاطلاق. |
| Dostum Watson bana günaydın demeye tenezzül bile etmiyorsun. | Open Subtitles | عزيزى واطسون,انك حتى لم تتنازل ان تقول لى صباح الخير. |
| Merhaba bayanlar,ben Bayan Watson, ;gözetim direktörü | Open Subtitles | اهلا يا سيدات, انا الانسة واتسن مديرة المركز |
| Bizim Doktor Watson daha fazla yerleşik olan iletişim türlerini kullanmaya meyillidir. | Open Subtitles | يميل الطبيب واتسن إلى الوثوق بوسائل الإتصال القديمة |
| Beş'lerden ikisi, Druitt ve Watson, çoktan Magnus'la bağlantıya geçtiler. | Open Subtitles | بدأ اثنان من الخمسة و واتسن اتصل للتو بماغنيس |
| Hayatımda kesin bir denge elde etmek için çok uğraştım ve Watson bu olayda çok önemli. | Open Subtitles | إستطعت تحقيق بعض التوازن في حياتي و واطسن ضرورية لذلك |
| Watson ve ben bir rutin gibi hayatlar kutarıyoruz, ve hiç bir şeyin bunun önüne geçmesini izin vermeyeceğim ve veremem. | Open Subtitles | انا و واطسن ننقذ الناس بشكل روتيني وأنا لا أستطيع وسوف لن إسمح لأيّ شئ أن يصبح في طريق ذلك |