| Bu petri kabındaki bakterilere göre diyebiliriz ki Whitman Price'ın cesedinin etrafında bulunan toprakla Central Park'taki toprak uyumlu. | Open Subtitles | لذلك، استنادا إلى المستعمرات البكتيرية في هذا طبق بتري، يمكننا أن نستنتج التي وجدت التربة حول الجسم ويتمان برايس |
| Mr. Whitman' a kötü hissettiğini söyledim, neredeyse beni boğacaktı. | Open Subtitles | وقال السيد ويتمان أن شعرت سيئة, لأنه خنق لي تقريبا. |
| James Baldwin'i, Walt Whitman, C.S. | TED | حيثُ جلبتُ له كتب جيمس بالدوين، ووالت ويتمان وسي.أس. |
| Dokunurum. Anne Miller Whitman'la yine maaşımı konuştum. | Open Subtitles | كان عندي مشاجرة اليوم مع الآنسة آن ميلير ويتمان |
| Bay Whitman, sorun şu ki kimse bizi bu şekilde baş başa görmemeli. | Open Subtitles | سيد وايتمان القصة كلها فى اننا نحضر متفرقين انه لا احد يرانا متجمعين |
| Aynı zamanda Walt Whitman'dan da etkilendim, kendisi de Amerika'yı içine çekmek ve Amerika'nın onu içine çekmesini istemişti. | TED | كما الهمني أيضًا والت وايتمان الذي اراد ان يستوعب امريكا وان يجعلها تستوعبه |
| Roger Whitman'un,birşey kayıp mı diye bakan denetçileri var. | Open Subtitles | حصل روجر ويتمان على مدقّقين ينظرون لرؤية أي شئ يفقد |
| Whitman pisliğin biri. | Open Subtitles | لازال عليكَ قرائتهم ويتمان حقيرة هل تعلمون |
| 309'a dalıyorum, 93,6 kilometre gidip Walt Whitman Köprüsü'ne geliyorum. | Open Subtitles | أنا تبادل لاطلاق النار لأكثر من 309. وأغتنم أن 58.2 ميل أسفل إلى جسر والت ويتمان. |
| Halk kütüphanesinde, Walt Whitman'ın toplama mektuplarının sergisi var. | Open Subtitles | و هنالك المجموعة الكاملة لرسائل والت ويتمان المعروضة في المكتبة العامة |
| Whitman Price'ın yuttuğu elmas, bir bak. | Open Subtitles | انها، اه، الماس أن ويتمان الأسعار ابتلع. نلقي نظرة على ذلك. |
| Whitman Price'ı öldürecek kadar sert bir yumruk atmak için. | Open Subtitles | لرمي لكمة من الصعب بما يكفي لقتل ويتمان الأسعار. |
| Bu da Whitman Price'ın göğsündeki yumruk izi. | Open Subtitles | وهذا هو صورة من تحت الجلد كدمات على الصدر ويتمان برايس. |
| Aman Allahım,Jack Whitman'ın neyin peşinde olduğunu buldum | Open Subtitles | أوه، اللهي، أَعْرفُ ما جاك ويتمان كَانَ بعد. |
| Kampanya merkezindeki fotokopi makinası eskiden Jack Whitman'a aitti. | Open Subtitles | ماكنة النسخةَ في مكتبِ حملتِكِ يُستَعملُ للعَودة إلى جاك ويتمان. |
| Altı ay önce, Whitman ofisinde işiyle uğraşıyordu, | Open Subtitles | قبل ستّة شهور، ويتمان كَانَ في مكتبه، يَتدبّرُ عملَه الخاصَ، |
| Whitman onu suçlayacak kağıtların hepsini yaktı | Open Subtitles | ويتمان إستطاعَ إحتِراق كُلّ يَغطّي التَجْريم بالورق هو كَانَ عِنْدَهُ، |
| Whitman'a gittiğinizi duyunca şaşırdı. | Open Subtitles | لقد تفاجأت لسماعها عن ذهابك إلى مدرسة ويتمان. |
| Charles Whitman, Texas Üniversitesindeki... 28 katlı bir gözlem kulesinin tepesinden, 350 metreden... 12 kişiyi vurdu. | Open Subtitles | شارلز وايتمان قتل 12 شخصاً من أعلى برج مراقبة بارتفاع 28 طابقاً بجامعة تكساس مِن مسافة تبعد 365 متراً |
| İyi akşamlar Bay Whitman. Nasıl yardımcı olabilirim? | Open Subtitles | مساء الخير, سيد وايتمان كيف لى ان اخدمك؟ |