"wilke" - Translation from Turkish to Arabic

• ويلكي
• والك
• ولكي

Priya ve diğer kızlar, kendimden bahsetmeye bile gerek yok Wilke ile randevunuzun nasıl gittiğini öğrenmek için can atıyoruz.
إذا بريا و بعض البنات اللاتي لن أذكرهن أنا ، يمتن لمعرفة كيف كان موعدك مع ويلكي ؟

Wilke'ye saldırırken vurulma sahnemi kullanmak istediğine emin misin?
تأكدي من استخدام اللقطة اللتي اهجم فيها على ويلكي.

Sadece Wilke gittiğinden beri pek fazla müzik yapmadığını fark ettim.
لقد لاحظت فقط انه منذ رحيل ويلكي لم تصبح تلعب بالموسيقى كثيرا

Geçen hafta beni para için sıkıştırdın sonra seni Wilke ile komplo hazırlar gibi konuşurken gördüm.
الأسبوع الماضى حدثتنى بشأن المال ثم رأيتك مع والك كما لو كنتوا تتآمروا

Wilke, Tanrım. Bana o işin çaresine bakacağını söylemişti.
ياربى ، والك ، اخبرنى انه سيهتم بهذا كله

- Kız kutsanmış sanki. - Wilke ile takılmayı bırakmalısın.
أنها مُباركة (أنتَ بحاجةُ الى التوقف عن الخروج مع (ولكي

Sağır balosunun Wilke'nin tarzında bir şey olmadığın biliyorum ama gelmesini gerçekten çok istiyorum.
أعلم أن حفل تخرج الصم ليس شيء يحبه ويلكي. لكني أريد منه حقا أن يأتي.

Bu, arkaşım Mary Wilke. Isaac Davis ve Tracy.
هذة هي صديقتي "ماري ويلكي" و "هذا هو "آيزاك دايفس" و "ترايسي

Wilke, Annie Barker'ın cumartesi akşamı vereceği partide Guitar Face'e iş ayarlamış.
ويلكي حجز فرقة "قيتار فيس" حتى يعزفوا في حفلة ‫"‬أني باركير" يوم السبت ليلا.

Wilke kendimi suçlu hissetmem için yapmadığını bırakmadı ve bu işi almanın bize Missouri üniversitesindeki partilerde çalmanın kapısını aralayacağını düşünüyor ve...
ويلكي ألقى علي قنبلة الذنب ويعتقد أن العزف في تلك الحفلة سوف تفتح لنا أبواب لنا لنعزف في حفلات جامعة مدينة كانساس و...

Pekâlâ, "Wilke, Geddy Lee'den beri gelmiş geçmiş en iyi basçıdır."
حسنا ماهي الإشارة لـ ‫"‬ويلكي أعظم عازف بيس"

Wilke sizi sağır bateristli grup olarak pazarlarken umurunda olmadı.
لم تُبالي حينما روّج (ويلكي) أيّها الرفاق بالفرقة ذات عازف الطبل الأصم

Travis, bu Wilke.
ترافيس، هذا ويلكي.

Onlar Wilke ile benim.
إنهم ويلكي وانا.

Wilke gelemiyor.
ويلكي لا يستطيع القدوم.

Wilke'yi boş ver.
حسنا، انسي ويلكي.

Bunun suçunu Wilke'nin tek başına çekmesine izin veremem.
لا يمكننى ان ادع والك ليأخذ كل اللوم عن ذلك

Etme. Wilke'le ben bir yolunu buluruz.
حسنا لا تقلقى انا و والك سنبتكر شئ ما

Wilke filetonu ağır pişirmenle ilgili çok fazla mı şaka yaptı?
والك قال العديد من النكات عن طهى اسودك

- Wilke hâlâ orada o şeye tüllü kıyafeti giydirmeye çalışıyor.
ولكي) لا يزالَ هُناك) (يحاولُ أن يضع ذلكَ الشيءُ على (توتو

İmkânsız. Wilke, Emmett'e yardımcı olmak için bir tane top kek bile almadı.
مستحيل ولكي) لن يشتري حتى "كب كيك" لمساعدة ايميت)