| Ne yazık ki, kardinalin başı insanları yönetmekle aşırı derecede meşgul, başrahibe. | Open Subtitles | من المحزن يا رئيسة الدير عمل الكاردينال مغمور بإدارة الرجال |
| Çünkü azıcık ülkeyi yönetmekle meşgulüm. | Open Subtitles | و ذلك لكوني مشغولٌ قليلًا بإدارة هده البلاد |
| Hafta sonları yaptığım bir şey. Hafta içi dergiyi yönetmekle biraz meşgulüm de. | Open Subtitles | ذلك أمر أقوم به في العطلة الأسبوعيّة، فإنّي مشغولة قليلاً بإدارة مجلّة خلال الأسبوع. |
| Michelle sevgilerini gönderdi, ancak New York'taki moda krallığını yönetmekle meşgul. | Open Subtitles | حسنا، (ميشيل) ترسل تحياتها ولكنها مشغولة في ,نيويورك بإدارة عرض أزيائها |
| Ülkeyi yönetmekle meşgul. | Open Subtitles | إنه منشغل بإدارة البلاد |
| Hepiniz Ubient İlaç Firmasını yönetmekle çok meşgulsünüzdür eminim, o yüzden vakit kaybetmeyelim. | Open Subtitles | أوقن أنكم مشغولون للغاية بإدارة شركة (يوبيانت) الصيدلية، لذا لن أهدر وقتكم أو وقتي |
| Meşguldüm de. - Ben de öyle. Şirketinizi yönetmekle. | Open Subtitles | وأنا أيضًا، بإدارة شركتك. |