| Willow, bunun seni yönetmesine izin verirsen dünya, biz dahil içindeki her şeyle birlikte yok olabilir. | Open Subtitles | ويلو , لو سمحتي لهذا بأن يتحكم فيكِ, إذاً فالعالم سيذهب بعيداً , وجميعنا معه |
| Duyduğun acının seni yönetmesine izin veriyorsun. | Open Subtitles | -إنك تسمح لحزنك أن يتحكم بأفعالك . -ماذا لدينا أيضاً؟ |
| Eğer duygularının davranışlarını yönetmesine izin vermeye devam edersen... yerinin doldurulmasıyla ilgili endişelenmene gerek kalmayacak. | Open Subtitles | إذا جعلت مشاعرك تتحكم بتصرفاتك لا تحتاج أن تقلق بأن تُستبدل. |
| Şüpheli duygularının kendini yönetmesine izin veriyor. Evet. | Open Subtitles | المشتبه قد يدع مشاعره تتحكم بأفعاله |
| Kimse bir kadının film yönetmesine müsaade etmez. | Open Subtitles | لن يسمح أحد لامرأة بإخراج فلم أنت تحلمين |
| Ona karşı çıkacağım ve hayatımı yönetmesine izin vermeyeceğim yere mi geldik? | Open Subtitles | هذا هو الأمر المتعلق بمجابهته وعدم السماح له بإدارة حياتي؟ |
| Görüyorsun, Timmy, bunun seni yönetmesine izin veremezsin. | Open Subtitles | تيمى لا يمكنك أن تدع هذا يقودك طوال الوقت |
| Ancak ölülerin bizi yönetmesine izin verirsek ölümlü olduğumuzu fark ederiz. | Open Subtitles | "ولكن, علينا أن ندرك بأننا سنهلك إن سمحنا للأموات بأن يحكموننا" |
| Korkunun onları yönetmesine izin veriyorlar. | Open Subtitles | هم يدعون الخوف يتحكم بهم. |
| Korkunun onları yönetmesine izin veriyorlar. | Open Subtitles | هم يدعون الخوف يتحكم بهم. |
| Cidden kurtları Jackson'ın yönetmesine izin vereceğimi falan mı düşündün? | Open Subtitles | أظننتني حقًّا سأوافق قطّ على ترك (جاكسون) يتحكم بالمذؤوبين؟ |
| Böyle bir arzunun seni yönetmesine asla izin vermemelisin yoksa Karanlık Gücü yumruklarına kabul edersin. | Open Subtitles | يجب ألا تترك مثل هذا الرغبة تتحكم بك .أو تسمح لـ(هادو) المظلم بأن يقبض عليك |
| Duygularının seni yönetmesine izin verdin. | Open Subtitles | سمحت لنفسك أن تتحكم بك عواطفك |
| Bir çok kişi Mel Gibson'ın Cesur Yürek'i yönetmesine izin verildiğinde de şaşırmıştı. | Open Subtitles | لقد تفاجئ الكثير أيضاً (حينما سمح أحدهم لـ (ميل جيبسون أن يقوم بإخراج القلب الشجاع |
| Yahut Kevin Costner'ın Kurtlarla Dans'ı yönetmesine. | Open Subtitles | أو لـ(كيفن كوستنر) أن يقوم بإخراج فلم الرقص مع الذئاب |
| Yel değirmenini kurarken olayı yönetmesine izin vermememe çok da sevinmemişti. | Open Subtitles | عندما تمّ تشغيل الطاحونة الهوائيّة، لمْ يكن سعيداً أنّي لمْ اسمح له بإدارة الأمر. |
| Şu anda şirketlerden sadece birini yönetmesine izin veriyoruz. | Open Subtitles | لقد سمحنا له بإدارة أحد الشركات قليلاً |
| Fakat bazen kalbinin seni yönetmesine izin vermelisin olmaman gereken yerde olduğunu bildiğin halde. | Open Subtitles | ولكن فى بعض الأحيان يجب أن تدع قلبك يقودك حتى لو ذهب بك إلى مكان تعلم أنه من غير المفترض أن تكون به |
| Kalbinin seni yönetmesine izin verme. | Open Subtitles | لا تدعي قلبك يقودك. |
| Ancak ölülerin bizi yönetmesine izin verirsek ölümlü olduğumuzu fark ederiz. | Open Subtitles | "ولكن, علينا أن ندرك بأننا سنهلك إن سمحنا للأموات بأن يحكموننا" |