| Üst düzey istihbarat subaylarından birinin uyduları yönlendirmeye çalıştığını farkettik. | Open Subtitles | اكتشفنا ضابط مخابرات رفيع المستوى كان يحاول التلاعب بالأقمار الصناعية. |
| Birinin jürimizi yönlendirmeye çalıştığını düşünüyor. | Open Subtitles | وهو قلق من أن أحداً يحاول التلاعب بالمحلفين |
| Yani kısacası her ikiniz de duyarlı insan rolünü oynayarak size izin vermem için beni yönlendirmeye uğraşıyorsunuz. | Open Subtitles | اذن انتما تحاولان التلاعب بي عن طريق تأدية دور الشرطي الجيد والجيد؟ |
| Belki yönlendirmeye ihtiyacı var. | Open Subtitles | ربما ما كان يحتاجه فقط بعض التوجيه |
| Kitt, yer ve yönlendirmeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | كيت) ، أحتاج إلى التوجيه و تحديد مدى إقترابهم) |
| Sonra, yıllarca bu çocuğu bozmaya, yönlendirmeye, ona saçmalıklar öğretmeye çalışıyor insan ama yine de ortaya iyi bir şey çıkıyor. | Open Subtitles | ثم تقضي السنين محاولا إفساد وتضليل هذا الطفل تملأ رأسه بالهراء وما زالت تعمل بشكل جيد |
| Peki bu yönlendirmeye başka kimse dahil oldu mu? | Open Subtitles | و هل كان هناك أيّ شخص آخر متوّرط في هذا التلاعب ؟ |
| Söylesene Ellie, Travis'i yönlendirmeye mi çalışıyor muydum sence? | Open Subtitles | بربّكِ يا (إيلي). هل تعتقدين أنّي كنتُ أحاول التلاعب بـ(ترافيس)؟ |
| Beni yönlendirmeye çalışmayı. | Open Subtitles | أنتِ تحاولين التلاعب بي |
| yoksa yönlendirmeye mi çalışıyor? | Open Subtitles | لأنه كان يحاول التلاعب بي؟ |
| - Seni bu şekilde yönlendirmeye çalıştı. | Open Subtitles | لقد حاول التلاعب بك هكذا . . |
| Sonra, yıllarca bu çocuğu bozmaya, yönlendirmeye, ona saçmalıklar öğretmeye çalışıyor insan ama yine de ortaya iyi bir şey çıkıyor. | Open Subtitles | ـ كلا لكني أسمع أنه فظيع ثم تقضي السنين محاولا إفساد وتضليل هذا الطفل |