| Bu her insanın bu platforma gelmesi ve bunu kendi yöntemleriyle benimsemesi ve hayatlarinda bir öneme sahip olması. | TED | إنه عن كل شخص يدخل هذا البرنامج و يتبناه على طريقته ، و يصبح أمر مهم في حياته |
| Bizim yaptıklarımızı yapabiliyor. Kendi yöntemleriyle. | Open Subtitles | .إنه يفعل ما نفعله .ولكن على طريقته الخاصة |
| Dinle, burada işleri kendi yöntemleriyle yürütüyorlar. | Open Subtitles | لديهم طريقتهم الخاصة للقيام بالأعمال هنا |
| Kendi yöntemleriyle, evet, kilisenin yasakladığı yöntemle. | Open Subtitles | على طريقتهم الخاصة ,نعم لكن هذا ما تحرمه الكنيسة. |
| İşleri kendi yöntemleriyle halledebileceğini sanıyor ama bunu yapamayacak. | Open Subtitles | هو يعتقد بأنّه يمكنه أَن يفعل الأشياء بطريقته لكنني سأخبرك شيء هو لا يستطيع |
| Dışarıdan nasıl göründüğüne bakmaksızın köyü kendi yöntemleriyle korumayı planlıyor. | Open Subtitles | وأصر أن يحمي القرية بطريقته مهما كان الأمر |
| Veterinere söyleyin, o köpeğe bir şey olursa beni de öldürsün. Yoksa Peggy beni bulur, kendi yöntemleriyle yavaş ve işkence yaparak öldürür. | Open Subtitles | اذا حدث شيء لذلك الكلب اخبري البيطري بان ينهي حياتي والا ستعود بيغي وتنهيها بطريقتها وسيكون موتا بطيئا ومؤلما |
| Annemin de kendi yöntemleriyle söylediği gibi. | Open Subtitles | وهو ما قالته أمي لي بطريقتها الخاصة. |
| Acımasız öldürme yöntemleriyle tanınan Bishop Detroit bölgesinde işlediği suçlarla milyonlarca dolar elde etti. | Open Subtitles | تحركوا ...بيشوب معروف بالقتل للعصابات فهو يحصل على الملايين من عملياته الاجرامية |
| Beyaz Saray sözcülerinden biri kendi inisiyatifiyle başkanın bu konuyla yalnızca uygun olduğu zaman ve kendi yöntemleriyle ilgileneceği açıklamasını yaptı. | Open Subtitles | المتحدث الرسمي باسم البيت الأبيض دائماً ما يقول أن الرئيس سيتولى الموقف... إن كان أو عندما يكون ذلك مناسباً... وعلى طريقته الخاصة. |
| Bence bu Jeremy'nin kendi yöntemleriyle halletmek istediği bir şey. | Open Subtitles | (وأعتقد أن هذا هو الشيء الذي (جيريمي يريد التعامل على طريقته الخاصة |
| Sadece Tanrı'ya kendi yöntemleriyle şükrediyorlar. | Open Subtitles | فهم يصلون للقدير على طريقتهم الخاصة. |
| - Kendi yöntemleriyle üstesinden geliyor. | Open Subtitles | -إنـّه يتعامل مع الوضع بطريقته الخاصة . |
| Biliyorsun, herkes kırık bir kalple kendi yöntemleriyle başa çıkar. | Open Subtitles | كما تعلمون، الجميع ... صفقات مع قلوب مكسورة في بطريقتها الخاصة. |
| Acımasız öldürme yöntemleriyle tanınan Bishop Detroit bölgesinde işlediği suçlarla milyonlarca dolar elde etti. | Open Subtitles | تحركوا ...بيشوب معروف بالقتل للعصابات فهو يحصل على الملايين من عملياته الاجرامية |