| Alan taraf, çoğu işte hızlı yükselme eğilimindedir ancak hızlı düşer. | TED | الأشخاص الأنانيون يميلون إلى الصعود بسرعة لكنهم يسقطون بسرعة أيضاً. |
| Hayır. Ağırlıkları yoktur. Göğe yükselme noktasına gideceğiz. | Open Subtitles | إنهم عديمي الوزن، منطقة الصعود هو المكان الذي سنتوجه إليه. |
| Işığa yükselme yolu kırıldı, düzeltmem lazım. | Open Subtitles | نقطة الصعود معطلة لذا سأقوم بتصليح الأمور |
| Tek ortak nokta, serotonin seviyesindeki yükselme. | Open Subtitles | القاسم الوحيد المشترك بينهما إرتفاع في معدل السيروتونين |
| ...su sıcaklıklarındaki yükselme pek çok köpekbalığının mantar enfeksiyonu kapmasına neden olunca, deniz tepelerini ziyaret eden çekiç kafalılar rekor seviyeye ulaştı. | Open Subtitles | فبعد إنتهاء ظاهرة " النينو" أو نوة السنة الماضية، حيث يسبب إرتفاع درجة حرارة الماء إصابات فطرية لأسماك القرش، |
| Dr.McKay'in yükselme cihazına maruz kaldığında başına gelenle aynı şey sadece o kadar ileri değil ve ilerlemiyor. | Open Subtitles | انه على غرار ما حدث لد.مكاي عندما واجه جهاز الإرتقاء و لكن ليس بهذا المستوى من القوة و فى حالته ، الأمر لا يتطور |
| Eskiler yükselme üzerine araştırmalar yaparken insan bilincini aktarmayı deneyimlemişler. | Open Subtitles | فى مجال بحوثهم عن الإرتقاء القدماء جربوا نقل الوعى الإنسانى كل الوقت |
| yükselme başlıyor. Üç, iki, bir. | Open Subtitles | الصعود بعد، ثلاثة، اثنان، واحد |
| Sarah'ı yükselme noktasında gördüğünde onu takip etmiştin. | Open Subtitles | لقد إتبعت"سارة" عندما رأيتها لأول مرة عند منطقة الصعود. |
| Evet, ve bütün o yükselme işi, ondan vazgeçiyorsun, ha? | Open Subtitles | نعم، وهذا الشيء كله (الصعود) ، ِ عليك فقط أن تَتخلّى عن ذلك , هوه؟ |
| Göğe yükselme noktasına gidiyoruz. | Open Subtitles | نحن نتوجه لمنطقة الصعود. |
| - yükselme noktasını kapamış ama.. | Open Subtitles | هو أغلق نقطة الصعود ،لكن |
| Moz bunun tamamen yükselme ile ilgili olduğunu söyledi 33. derece, bilginin en yüksek basamağı | Open Subtitles | موز) قال أمراً بشأن الصعود) الدرجة الثالثة والثلاثون، أعلى مستوى من الفهم |
| Üretimi durdurursak fiyatlarda hayli iyi bir yükselme olacaktır. | Open Subtitles | بمجرّد أن نوقف التجهيزات، سيكون هناك إرتفاع ملحوظ في الأسعار! |
| Ve yükselme...? | Open Subtitles | و إرتفاع فى المستوى؟ |
| Tansiyonunuzda bir yükselme algılıyorum. | Open Subtitles | ألتقط إرتفاع في ضغط دمّك |
| Dediğim gibi, sporda buna "yükselme" deniyor. | Open Subtitles | و كما قلت ، فى الرياضة يسمون ذلك "الإرتقاء بالمستوى" |