Plan aynen yürürlükte, Yuri. Bu işten erken ayrılmam... | Open Subtitles | صفقتنا مستمره يا "يوري" و ليس معنى تقاعدي |
Plan aynen yürürlükte, Yuri. Bu işten erken ayrılmam... | Open Subtitles | صفقتنا مستمره يا "يوري" و ليس معنى تقاعدي |
Müvekkiliniz düzeltmek için gerekli önlemi almak istemedikçe yürürlükte kalacak. | Open Subtitles | يظل قيد التنفيذ إلى أن يحين الوقت الذي ترغب فيه موكلتكم في اتخاذ الإجراءات اللازمة لتصحيح الخطأ |
Bu haftayı saymazsak, kural sonsuza dek yürürlükte kalacaktı. | Open Subtitles | حتى هذا الأسبوع، عندما دخل قانون "لا خلود" حيز التنفيذ |
Neden yürürlükte değildi? | Open Subtitles | لماذا لم يوضع قيد التنفيذ من قبل؟ |
Bu anlaşmayı yürürlükte tutmak için firmamı manipüle ettim. | Open Subtitles | لقد تلاعبت بشركتي لأُبقي على الإتفاق قائماً |
Bildiğim kadarıyla, bu saldırı hâlâ yürürlükte. | Open Subtitles | مازال الهجوم على القنصلية قائماً |
Hali hazırda yürürlükte olan bir çok planımız var Ajan Evans. | Open Subtitles | لدينا الكثيرُ من الخططِ قيدَ التنفيذ يا حضرةَ العميلة (إيفانز). |
yürürlükte olan bir politika vardı. | Open Subtitles | كانت هناك سياسة قيد التنفيذ |
Tennessee'de Butler Yasası 1967 yılına kadar yürürlükte kaldı. | Open Subtitles | بـ"تينيسي" ظلّ "قانون باتلر" قائماً لغاية 1967. |