| Efendimin emrine göre yürütme kurulunun diğer elemanları da gelmek zorundadır. | Open Subtitles | إنها أوامر من سيدي أنه يجب على اللجنة التنفيذية الحضور أيضاً |
| Dürtü kontrolü ve yürütme fonksiyonu için gerekli olan prefrontal korteksi engelliyor, ki bu alan, öğrenme için kritik bir alandır. | TED | ويمنع قشرة الفصّ الجبهي الضرورية للسيطرة على الانفعالات والوظائف التنفيذية المنطقة الحساسة للتعلّم |
| Gizli Servis yürütme ve... yasama organlarının aynı yerde bulunmasını istemiyor. | Open Subtitles | جهاز الأمن لا يُريدُ السلطة التنفيذية... ... والسلطةالتشريعية في نفس الغرفةِ. |
| Ancak yürütme makamının uzun ve güçlü eli tarafından. | Open Subtitles | من جانب المعارضة , بل بذراع المكتب التنفيذي القوية |
| Sistemi kontrol altında tutabileceğimiz bir yürütme organına sahip olmamamıza karşın bunu yasaların üzerinde bir şeymiş gibi değerlendirmek de hatalı olacaktır. | Open Subtitles | في حين أنه لا يوجد سلطة تنفيذية يمكنها احتواء النظام بشكلٍ كامل، ذلك لا يعني أنه يتجاوز القوانين المنصوصة من قبل الدولة. |
| Desteğine ihtiyacım var. yürütme Komitesi sana güvenir. | Open Subtitles | سأحتاج إلى دعمك، فاللجنة التنفيذيّة تثق بكِ |
| yürütme ve yargı kurumlarımızın ayrı olduğu yanılgısına... kapılmış olduğumu kabul etmek beni utandırıyor. | Open Subtitles | إنني أشعر بالإحراج أنه لدى هذا الإعتقاد الخاطئ سلطاتنا القضائية و التنفيذية منفصلة |
| Bu, en basit ifadeyle, yürütme organının fikirlerini berraklaştırdı. | Open Subtitles | هذا ببساطة بلور آراء من في السلطة التنفيذية |
| Söyler misin yürütme kurulu bugün neden toplandı ve neden benim haberim yok? | Open Subtitles | أخبريني لماذا يوجد اليوم اجتماع للجنة التنفيذية ولم تخبريني؟ |
| Bunlar yürütme yetkisinin küstahça kötüye kullanımı demek. | Open Subtitles | هذه الأفعال ستشكّل إساءة إستعمال كبيرة للسُلطة التنفيذية |
| Yapman gereken, yürütme altında faaliyet gösteren on dikkat çekmeyen isimi araştırmak. | Open Subtitles | ما عليك فعله هو ان تبحثي عن العشر اللجان التي تشكلت بعيد عن السلطة التنفيذية |
| Özellikle o bölge beyin için yürütme görevi görüyor. | Open Subtitles | ولا سيما في المنطقة التي تسيطر الوظيفة التنفيذية. |
| yürütme organından hiç kimse benimle konuşmazsa bunu nasıl yapabilirim? | Open Subtitles | أنى لي أن افعل ذلك بدون أن يتحدث إليّ مسئول من السلطة التنفيذية |
| SCI'dan söz ediyoruz, yürütme organı. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن الإستخبارات السلطة التنفيذية |
| yürütme Organı kapsamındaki ve Ulusal Güvenliği ilgilendiren her türlü konuda. | Open Subtitles | كل ما يندرج في إطار السلطة التنفيذية أو أي شيء يتعلق بالأمن الوطني |
| Ne öneriyorsun? Sadece yürütme organının düşünme Onun... kendi X 'Army of yaratır; s. | Open Subtitles | مالذي تقترحه؟ فقط تخيلي ان هذه السلطة التنفيذية تنشىء جيشها من عملاء إكس |
| Bu, sabah sunduğum yürütme emrinin bir taslağı. | Open Subtitles | .. هذه مسودة للأمر التنفيذي الذي قدمته أنا صباحاً |
| Burada bulunan herkesin 1066 no'lu yürütme emrini okuduğumu düşünüyorum. | Open Subtitles | أفترض أن كل شخص هنا قرأ الأمر التنفيذي 1066؟ |
| yürütme kararı aldım! | Open Subtitles | ماذا فعلت معهم؟ لقد تقدمت التنفيذي المقرر. |
| Talep edilen yürütme yetkisi | Open Subtitles | المطالبة من سلطة تنفيذية |
| Gördüğümde ben de öyle söyledim ama bizim yürütme komitesi üyelerini bilirsin. | Open Subtitles | هذا بالضبْط ما قُلته عندما رأيتهُم، ولكنّك تعرف رجال اللجنة التنفيذيّة. |
| Tanrım, dağları yürütme... | Open Subtitles | يا رب لا تحرك هذا الجبل |