| Bu ilişkinin yürüyeceğini sanarak aptallık etmişim. | Open Subtitles | كنت غبية بإعتقادي ان علاقتنا ستنجح لايمكنني تحمّل هذا |
| İlişkimizin yürüyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد أن العلاقة بيننا ستنجح |
| Ama bunu yapmamıştım. Çünkü nedense bu işin yürüyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | لكنــي لم أفعــل لأنــي بطريقة مــا عرفت أن هذا سينجح |
| Sabah erken kalkmam lazım ve bu işin yürüyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | عليّ أن أستيقظ باكراً صباحاً. و لا أعتقد ان الأمر سينجح. |
| Müdürünüz olarak, artık işlerin farklı yürüyeceğini bildirmek istiyorum. | Open Subtitles | أودّ أن تعلمون بأن الأمور ستسير على نحو مختلف قليلاً |
| Ama sahaya çıkıp işe koyulana kadar işlerin nasıl yürüyeceğini tam olarak bilemezsin. | Open Subtitles | و لكنك لا يمكن أن تعرف كيف سيسير الأمر حتي تنتهي من فعله هنا في الميدان |
| Olay şu ki Fiona'ya karşı bir şeyler hissetmediğimi fark ettiğimden beri onunla işlerin yürüyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | , ام , أردت فقط لا أعتقد أن الأمور بيني وبين "فيونا" ستنجح لأنني لا أعتقد أنني منجذب لها أصلا |
| İlişkimizin yürüyeceğini hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن الأمور ستنجح بيننا |
| Bu ilişkinin yürüyeceğini hiç düşünmemiştim zaten. | Open Subtitles | لم اتوقع أنها ستنجح حقاً على اية حال |
| yürüyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن علاقتنا ستنجح |
| Bunun yürüyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن هذه العلاقة ستنجح |
| Sorun ne? Sadece.. Ben bunun yürüyeceğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | ... حسناً، الأمر فقط أنني لا أظن أن الأمر سينجح بيننا |
| Bu işin yürüyeceğini zannetmiyorum. | Open Subtitles | انا فقط لااعلم اذا كان سينجح ذلك |
| Bunun yürüyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا حقاً لا أعتقد بأن هذا سينجح |
| Bu hoşuma gitmiyor. Bu işin yürüyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا يعجبني الامر لا اعتقد انه سينجح |
| Güzel, güzel. Çünkü onun yürüyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | جيّد لأنني لا أعتقد أن ذلك سينجح |
| Yani, evden gitmiş olsan bile, o gece annenin nerede olacağını biliyordun eve yürüyeceğini biliyordun. | Open Subtitles | وبالرغم من رحيلك، إلاّ أنكَ عرفت مكان وجودها تلك الليلة، لقد عرفتَ بأنها ستسير للمنزل |
| Konuştuklarımızı sana anlatmadan önce bu işin nasıl yürüyeceğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | قبل أن أخبرك بما تحدثنا حوله، فأنا أود أن أعلم كيف ستسير الأمور. |
| Uzun sürecek ama doktorlar tekrar yürüyeceğini düşünüyor. | Open Subtitles | سيكون طريق التعافي طريق طويل و لكن الأطباء يعتقدون أنها ستسير مجددًا |
| Müsaadenle işlerin nasıl yürüyeceğini anlatayım sana. | Open Subtitles | دعني أخبرك كيف سيسير الأمر |
| Bu yüzden biliyorum yürüyeceğini | Open Subtitles | والذي كم هو سيبقى |
| Bu sefer onunla yürüyeceğini düşünüyorum. Beni çok iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه المرة ممكن أن تنجح العلاقة انه يجعلني أشعر بشعور رائع |