| yüz binlercesi ise yaşadıkları acımasız ve travmatik olaylar neticesinde ruh ve akıl sağlıklarını yitirdiler. | TED | وفقد مئات الآلاف إيمانهم وصحتهم النفسية نتيجة لهذه التجربة القاسية والصادمة. |
| Aslında bu, gezegendeki en büyük deniz memelisi katliamı, her yıl bu foklardan yüz binlercesi öldürülüyor. | TED | انها في الواقع اكبر الثدييات البحرية التي يتم ذبحها على الارض مع مئات الآلاف من هذه الفقمات والتي تقتل كل عام. |
| yüz binlercesi ise refah yaşama hasret. | Open Subtitles | مئات الآلاف في عوز إلى وسائل الراحة، يا سيدي |
| yüz binlercesi toplandı. | Open Subtitles | أقبل مئات الآلاف منهم |
| yüz binlercesi öldü. | Open Subtitles | مئات الآلاف لقوا حتفهم. |
| yüz binlercesi. | Open Subtitles | مئات الآلاف منهم |