| Yakında gidiyorsun, o yüzden sadece soruyorum. | Open Subtitles | سترحلين باكراً,لذا فقط أنا أقوم بطرح الأسئلة | 
| Eşim şu an yurtdışında bu yüzden sadece ikimiz varız. | Open Subtitles | آمم, كما ترون زوجي في الخارج.. لذا فقط نحن الاثنين هنا. لذا أتمنى أن تعتنوا بنا.. | 
| Biz burada en gelişmiş donanımları sahipiz ve bize gereken her şeyi görmek mümkün olacak, bu yüzden sadece rahatlayın. | Open Subtitles | لدينا اكثر الاجهزة تطوراً هنا, وسوف نستطيع ان نرى كل شيء نحتاجه, لذا فقط ارتاحي. | 
| Su uyur düşman uyumaz, bu yüzden sadece kendini beceriyorsun. | Open Subtitles | التنافس ليس في .. ممارسة الجنس لذلك فقط قم بتغطية نفسك | 
| Bu yüzden sadece plana bağlı kal. | Open Subtitles | لكتابة مقالة عنها لذلك فقط ألتزمي بالخطة | 
| Ben onlara söyleyene kadar bunu gizli tutmalıyız o yüzden sadece dördümüz bileceğiz. | Open Subtitles | يجب أن نبقى هادئين حتى أستطيع إخبارهم لذا فقط نحن نعلم | 
| Bu yüzden sadece sizinle görüşmek istedim ondan önce... | Open Subtitles | لذا فقط أردت أن أتحقق الأمر معك ..قبل أن | 
| - Evet - bunun nasıI göründüğünü anladı bu yüzden sadece partiye git ve gerisine aldırma Doug. | Open Subtitles | -أجل - أجل حسناً عزيزي يبدو أنه يفهم لذا فقط اذهب لحفلتك وتجاهل " داج " فقط استمتع بوقتك | 
| Bu yüzden sadece şunu söyleyeceğim... giysilere yemek bulaştırmayın. | Open Subtitles | منشغلين بالأعمال اليدوية ...لذا, فقط سأقول هذا لا تلطخوا الملابس بالطعام | 
| Biliyordum, bu yüzden sadece bunu bil. | Open Subtitles | علمت أنه باستطاعتي عملها لذا فقط قلت | 
| Denizaltında sınırlı sayıda oda var bu yüzden sadece benim seçeceğim en iyi huylu öğrenciler gidecek. | Open Subtitles | هناك غرف محدودة في الغواصة، لذا فقط الطلاب ذوي السلوك الحسن والذين سيحددون من طرفي... سيذهبون في هذه الرحلة. | 
| Bu yüzden... sadece bana izin vermen için benim ne yapmam gerektiğini söyle. | Open Subtitles | لذا... فقط أخبريني ما العقبة التي علي القفز عبرها | 
| Bu yüzden, sadece senden isteklerime saygı göstermeni göstermeni istiyorum. | Open Subtitles | لذا فقط اطلب منك ان تحترمي رغباتي | 
| O yüzden sadece bir sorun olduğunu bil. | Open Subtitles | لذا فقط اعرفي أنه يوجد مشكلة | 
| O yüzden sadece bir sorun olduğunu bil. | Open Subtitles | لذا فقط اعرفي أنه يوجد مشكلة | 
| Bu yüzden sadece kullanın. | Open Subtitles | لذا فقط استخدمه | 
| Bu yüzden, sadece, plana sadık kal Hank | Open Subtitles | لذا فقط ألتزم بالخطة (هانك) | 
| Bu yüzden sadece köyden olanlar pratik yapabilir. | Open Subtitles | لذلك فقط عائلة (تشن) قد تمارسه. |