| Ama şimdi bu yüzeysel reklamları aşmış. | TED | لكنه الآن تخلى عن كل هذه الخدمات السطحية. |
| Size benzemeyen, sizin gibi düşünmeyen veya sizin gibi konuşmayan kişilerle çalışırken paylaştığınız arkeolojik keşif misyonu tüm bu yüzeysel farkları yok ediyor. | TED | عندما تعمل مع أناس لا يشبهونك في الشكل، أو يفكرون أو يتكلمون مثلك، مهمتكم المشتركة في الكشف عن الآثار تمحي كل الفروقات السطحية. |
| Komuta görevlisi, yüzeysel takip 72871, hızını 25 knota çıkarıyor. | Open Subtitles | منسق العمل، المسار السطحي 72871 يزيد السرعة إلى 25 عقدة |
| yüzeysel yaraları vardı, ama iyi durumdaydı. | Open Subtitles | عندها جروح سطحيه ولكنها من ناحية اخري في حالة جسمانية جيدة |
| İlk birkaç darbe paralel eksenli ve yüzeysel. | Open Subtitles | أول عدة ضربات كانت ضحلة حول الفأس المتوازي |
| Dayanamıyorum! yüzeysel ve megaloman bir pislik oldu biliyorum. | Open Subtitles | ليس بيدي حيلة، أعلم أنه أصبح شخصاً سطحياً و وغداً |
| Asla kalıcı ilişki kuramayacağın yüzeysel ve yapay kişiler buluyorsun. | Open Subtitles | دائماً مبهرجين و سطحيين بدون أي إحتمال لإستمرار العلاقه |
| Ve bu büyük bir ampütasyon yaratıyor, insan doğasına yüzeysel bir bakış. | TED | لقد نتج عن ذلك فصلاً تاماً، نظرة سطحية للطبيعة البشرية. |
| Bu adamlar onların cerrahisini tamamıyla yüzeysel yaralarla sınırlandırmışlar. | TED | هولاء الأشخاص قيدوا جراحتهم إلى الإصابات السطحية |
| İnsanların yüzeysel yönleri beni ilgilendirmiyor. Derin tarafları ilgilendiriyor. | Open Subtitles | جوانب الناس السطحية لا تثير اهتمامي عكس الجوانب العميقة |
| Hadi ama. Zaten o kadar yüzeysel biriyse onunla birlikte olmak istemezsin ki. | Open Subtitles | بحقك، إن كانت بهذه السطحية فأنت لا تريدها |
| Uygarlıkların yüzeysel süslerini sevdiğini bilmemle aynı şey. | Open Subtitles | بنفس الطريقة عرفت أنك تستمتع بالزخارف السطحية للحضارة |
| yüzeysel, sadece cinselliğe dayalı ilişkilerde benim gibisi yoktur. | Open Subtitles | حسناً إنه لا اعتذارات لا أحد يحب العلاقات السطحية |
| yüzeysel şeylerden kaçınmanı, durumun karmaşıklığını anlatmanı istiyorum. | Open Subtitles | تجنبي كل الأمور السطحية وتعمقي في تعقيدات الموقف |
| Bu yüzeysel dünyayla hiçbir işinin olmamasını istememen seni benim paramı almaktan caydırmadı. | Open Subtitles | لم تردعكِ عدم الرغبة في هذا العالم السطحي عن استلام أموالي |
| yüzeysel. Darbelerin çoğunu yüze ve boynuna almış. | Open Subtitles | سطحيه معظم الجروح فى الوجه و الرقبه |
| Kadınların farklılığı anlayamayacak kadar yüzeysel olduklarını kanıtlamaya çalışıyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا يحاولون إثبات بأن النساء مياة ضحلة و لا تستطيع رؤية ما وارء السطح. |
| Bu kırık kemik dışında yüzeysel travma olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | يظهر هذا الكسر ضرراً سطحياً على الجانب الخارجي لسطح العظم |
| Sizinle ilk tanıştığımda yüzeysel olduğunuzu düşündüğümü söyledim. | Open Subtitles | اسمعوا, قلت أنني ظننت بأنكم ستكونون سطحيين في البداية يارفاق |
| Orada yüzeysel konuşmalar olmadığı gibi biz en özel kişisel duygularımızı, korkularımızı ve omurilik servisi sonrası yaşamlarımız için olan ümitlerimizi paylaştık. | TED | و لم تكن هنالك محادثات سطحية حيث تبادلنا أعمق أفكارنا ، و مخاوفنا ، وآمالنا لحياتنا بعد جناح العمود الفقري. |
| Buradaki herkesin, çok sığ ve yüzeysel olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أظن أن الجميع هنا سيكون سطحيا وظاهريا |
| - Nasıl sığ ve yüzeysel insanlar olduğumuzu. | Open Subtitles | - كيف أنك تظنين بأننا سطحيون وغير صادقون |
| Belki sana uyumlu davranmazsam derinlerdeki sorunlarını yüzeysel çözümlerle çözemeyeceğini anlarsın. | Open Subtitles | ربّما، ربّما فقط إن لم أقم بمجاراتكَ فستدرك أنّكَ لا تستطيع حلّ مشكلة عميقة بواسطة حلّ سطحيّ |
| Beni yüzeysel biri sanabilirsin ama adın neydi? | Open Subtitles | أم، كنت ستعمل أعتقد أن هذا هو ضحل جدا، - ولكن ما كان اسمك مرة أخرى؟ |
| - Acı verici olduğu kesin ama çoğunlukla yüzeysel, iç organlara hasar vermemiş. | Open Subtitles | مؤلمة بالتأكيد لكنهم لم يقوموا بأي ضرر داخلي سطحى في الغالب |
| Bunun manevi dünyamızla hiçbir alakası yok. Bu çok yüzeysel olurdu. | Open Subtitles | ولا علاقة لها بحياتنا الدينيّة، لكان ذلك سطحيّاً |
| Enfeksiyon yüzeysel olarak arka tarafa yayılmış efendim. | Open Subtitles | العدوى المتوغله فى الحيز السطحى الخلفى لديه,سيدى |
| Sen adi, gelişi güzel, hilekar, yüzeysel, şehvet düşkünü birisin. | Open Subtitles | أنت عشوائي فاسد، الشهواني الضحل المخادع. |