| Ama bu kirli yüzle dışarı çıkarsan, fazla sürmeden buraya geri dönersin. | Open Subtitles | ،لكن عليك الخروج من هنا مع هذا الوجه .عليك الروجوع مره اخرى |
| Sence bu yüzle ona dokunmama izin verecek bir eş mi istiyorum? | Open Subtitles | أتظن أنني وبهذا الوجه اريد زوجة تدعني ألمسها ؟ |
| Beni bu yüzle, bu dişlerle görecek. Senin yüzünden! | Open Subtitles | و ستراني بهذه الأسنان و هذا الوجه القبيح و كله ذنبك |
| Aslında, sen diğerlerinden farklısın. Yeni bir yüzle bana geldin. Bir süre daha burada kalacağız. | Open Subtitles | على كل حال أنت شخص مختلف الآن لقد أتيت إلي بوجه جديد |
| Yaptıklarından sonra hangi yüzle buraya geliyorsun? | Open Subtitles | كيف تجرؤ على العودة إلى هُنا بعد ما فعلته ؟ |
| Beni bu yüzle, bu dişlerle görecek. Senin yüzünden! | Open Subtitles | و ستراني بهذه الأسنان و هذا الوجه القبيح و كله ذنبك |
| Yani böyle, bu aptal yaşlı yüzle. | Open Subtitles | ليس بهذا الشكل، ليس بهذا الوجه القديم الغبي |
| Belki de o yüzle bir kereligine mutlu olacagim. | Open Subtitles | ربما حان وقت إنارة هذا الوجه لأول و آخر مرة |
| Evlât! Bu vücut ve bu yüzle çok şey başaracağız! | Open Subtitles | يا صديقي ، بهذا الجسد وهذا الوجه سنذهب بعيداً |
| Bu senin "konuşmamız lâzım" yüzün. O yüzle ilgili kâbuslar görüyorum. | Open Subtitles | ."فهذا تعبير وجهكِ لـ"أريد إجراء مناقشة .تراودني كوابيس حول هذا الوجه |
| Bu yüzle ve bu yaşta hiç kız arkadaşı olmaması garip olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الغريب إذا لم تكن له صديقة في هذه السن ومع ذلك الوجه |
| Bu güzel yüzle, eminim şimdiye kadar genç hayranlar edinmişsindir. | Open Subtitles | مع ذلك الوجه الجميل، أنا واثق من أن يكون لديك للفوز مشجعون بعيدا الآن. |
| Seninki gibi bir yüzle Maria, dilediğim her erkeği ya da kadını elde edebilirim. | Open Subtitles | مع هذا الوجه أشبهك يا ماريا، يمكنني الحصول على أي رجل أو امرأة أريد. |
| Bir de bonusu var, bu yüzle daha fazla vakit geçirebileceksin. | Open Subtitles | وإليك مكافأة، تحصل لقضاء الوقت الاضافي مع هذا الوجه. |
| Aslında, sen diğerlerinden farklısın. Yeni bir yüzle bana geldin. | Open Subtitles | على كل حال انت شخص جديد الان، وقد اتيت لي بوجه جديد |
| Kuru erik gibi kırışık yüzle doğmuştu. Onu gören herkes aynı hisse kapılırdı. | Open Subtitles | فقد وُلدت بوجه مكفهرّ وهو الإنطباع الذي تركته لدى الآخرين |
| Bilsen dünyanın bilmem hangi köşesinde, hemde farklı bir yüzle....-- keyif çatıyor olup bizle dalga geçerdin. | Open Subtitles | لو علمت لكنت الآن على شاطئ فخم بوجه جديد و تسخرين منا جميعاً |
| Hangi yüzle dolşıyorsun. Hain! | Open Subtitles | كيف تجرؤ على إظهار وجهك الخائن هنا؟ |
| Hangi yüzle, hangi yüzle ben bu hale geldikten sonra geliyorsun. | Open Subtitles | كيف تجرؤين، كيف تجرؤين أن تَجيئي لي الآن، و أنا هكذا؟ |
| Ölümün tanıdık bir yüzle geleceğini hep biliyordum ama seninki aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | لطالما علمت أن الموت سيلاقيني بوجهٍ مألوف باستثناء وجهك |
| O yüzden ya onların çekim yapmalarına izin verirsin, ya da çocuk aynı yüzle evine geri döner. | Open Subtitles | لذلك.. إما أن تدعهم يكملون التصوير أو أن تترك الولد يعود إلى المنزل بالوجه ذاته |
| Bildiğim kadarıyla hayatı tertemiz. O yüzle. | Open Subtitles | بقدر ما أعرف، حياتها معاناة مع وجه مثل هذا |