| O kolunu kullanarak kılıcı ile bir yılan gibi dalgalar yaratıyor. | Open Subtitles | لقد صنعت حركة كالثعبان في سيفها من خلال التموج اللي في ذراعها |
| O, tıpkı bedenimizi yutan yutan bir yılan gibi. | Open Subtitles | انه كالأفعى تتمايل و تلتف حول جسد ضحيتها |
| Bir kere bile gardını düşürürsen, şeytan, bir yılan gibi ağzının içine girer ve sonrasında ebediyen, senin adına konuşur. | Open Subtitles | إذا تركت إيمانك لمرة واحده فأن الشيطان سينزلق مثل الثعبان في فمك وبعد ذلك وإلى الأبد سوف يتحدث نيابة عنك |
| Burada zaman durur, tıpkı güneşlenen bir yılan gibi. | Open Subtitles | الوقت متجمد هنا مثل الأفعى التى تشمس نفسها على الطريق |
| Bir gece elini tulumuma kaydırdığını hissettim. Sıcak, dost bir yılan gibi. | Open Subtitles | وبليلة ما احسست بيدها تقترب مني كثعبان شبق |
| Aşk kara yılan gibi geldiğinde, | Open Subtitles | {\fnArial\fs16\fe2\cH000000FF\3cH00FFFFFF\blur15}خ{\fnAdobe Arabic\fs23\fe178\cH00A8FF\3cH000000\blur0}عندما يأتي هذا الثعبان الأسود{\fnArial\fs16\fe2\cH000000FF\3cH00FFFFFF\blur15}س |
| Üzgünüm, içki içmek için bir yılan gibi çenemi oynatamam. | Open Subtitles | أعتذر , لا يمكنني توسيع فكّي كالثعبان لاحتساء الكحول |
| Yalnızca en kabiliyetli olanlarımız. yılan gibi hızlı ve emin şekilde saldırmalıyız. | Open Subtitles | الأكثر مهارة بيننا فحسب، يجب أن نُهاجم كالثعبان سريعًا وبشكل مؤكد |
| Babama gittin ve küçük bir yılan gibi onunla konuştun. | Open Subtitles | ذهبت إلى والدي وتحدثت .إليه كالثعبان الصغير |
| Sırtını kabarttı, yılan gibi tısladı ve pençelerini bıçak gibi salladı. | Open Subtitles | قوّس ظهره وهسهس كالأفعى المجلجلة، وأبرز مخالبه كالمِطواة، أتعلم؟ |
| yılan gibi bir dili olabilir ama bu, şeytan tarafından ele geçirildiği anlamına gelmez. | Open Subtitles | ربما تكون كالأفعى ولكن هذا لا يعني أنها مسكونة من قِبل الشيطان |
| Arabayı yılan gibi kullanma lütfen. | Open Subtitles | من فضلك توقف عن القيادة كالأفعى |
| Yoksa yılan gibi yerde mi ölmek istiyorsun? | Open Subtitles | أم أنك تريد أن تموت و أنت مستلقٍ، مثل الثعبان ؟ |
| Kendi kuyruğunu yiyen yılan gibi sonsuz döngü içindeyiz. | Open Subtitles | نحن مثل الثعبان الذي يأكل ذيله وأنت تستمع الي فتاة صغيرة تعزف على الناي بطريقة جميلة جداً |
| Bir yılan gibi yer altında ikâmet eden kral. | Open Subtitles | فخامتك من المقيمين تحت الأرض مثل الثعبان. |
| Zehirli bir yılan gibi karanlıkta mı saklanıyorsun? | Open Subtitles | تختفين في الظلام مثل الأفعى السامة، أنتِ؟ |
| Bizim kovuklardan birinde yılan gibi saklanırken bulduk. | Open Subtitles | وجدناه يختبأ في إحدى مخابئنّا. مثل الأفعى بالضبط. |
| Samimiyet ve yakınlık gösterdiğine seni inandırıyor ve fırsat bulduğu anda bir yılan gibi seni arkandan sokuyor. | Open Subtitles | إنّه يسكّنك بإحساس صداقة وقرابة كاذب، ثم سينقلب عليك كثعبان. |
| Aşk kara yılan gibi geldiğinde, | Open Subtitles | {\fnArial\fs16\fe2\cH000000FF\3cH00FFFFFF\blur15}خ{\fnAdobe Arabic\fs23\fe178\cH00A8FF\3cH000000\blur0}عندما يأتي هذا الثعبان الأسود{\fnArial\fs16\fe2\cH000000FF\3cH00FFFFFF\blur15}س |
| Tıpkı yılan gibi deri değiştiriyorlar. | Open Subtitles | ميوجيل: يبدو مثل هم يريقون نوع من قشة أو جلد، مثل أفعى. |
| Bir gece kasabadakiler burada birşeylerin kıpırdadığını gördüler... devasa birşeyin, yılan gibi kolları olan. | Open Subtitles | فى أحدى الليالى رأى أهل المدينة شئ يتحرك هنا شيء هائل، بالأسلحةِ مثل الأفاعي. |
| Ne tür bi adam otların arasındaki bir yılan gibi pusuya yatar, he? | Open Subtitles | يا له من من رجل يكمن في الانتظار مثل ثعبان في العشب ، |
| Sağı solu belli olmaz. yılan gibi asabidir. | Open Subtitles | لا يمكن التنبؤ بما سيفعله وطبعه كأفعى ذات جلجل |
| Ayı yavrusunun alnına kadar ki tüm yolları, bir yılan gibi kangal yaptık. | Open Subtitles | اصنع طريق حلزوني الى ضوء الافعى الى الاعلى حتى رأس طفل الدب |
| -Gözleri yılan gibi. | Open Subtitles | لديه عيون الأفعى من يا (ويل)؟ |
| Daha çok yılan gibi. | Open Subtitles | بل أكثر شبها بالثعبان |