| Geçen hafta geldi ve yağmur yağıyordu o da sırılsıklam olmuştu. | Open Subtitles | ..جاءت في الأسبوع الماضي كانت تمطر في ذلك اليوم و كانت مبتلة تماماُ |
| Ezmeye çalışmadım. yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | لم أحاول دهسها، لقد كانت تمطر والسيارة ترنحت |
| Gece yağmur yağıyordu ve ben sana bir yastıktan şemsiye yapmıştım! | Open Subtitles | تلك الليلة عندما كانت تمطر و أنا صنعت لكِ الشمسية من الوسادة |
| Dışarıdaki son dövüşümde yağmur yağıyordu. Hızımı epey kesmişti. | Open Subtitles | . في آخر معركة ليّ خارج البلاد ، أمطرت و أبطأتني كثيراً |
| Kahretsin! Yani, yağmur yağıyordu ve sen yine de ondan söz mü aldın? | Open Subtitles | اللعنه, لقد كانت تُمطر ومتوقعة أن تفي بعهدها؟ |
| O zaman da yağmur yağıyordu. Şimdi oturduğunuz yere oturdu. | Open Subtitles | و كان الجو يمطر أيضا ... ثمجلسكما تجلسالآن |
| Bir gece uyandım. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Onu kontrole gittim. | Open Subtitles | إستيقظت في ليله ممطره ذهبتأتفقدها.. |
| yağmur yağıyordu, bardaktan boşanırcasına yollar oldukça kaygandı. | Open Subtitles | ولقد كانت تمطر بشدة تلك الليلة وكانت الطرق مبتلة |
| Alicia kaza geçirdiğinde de, yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | ، عندما وقع الحادث لأليسيا . كانت تمطر أيضاً |
| Alicia kaza geçirdiğinde de, yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | ، عندما وقع الحادث لأليسيا . كانت تمطر أيضاً |
| Beni ilk buraya davet ettiğinde anahtarlar arabamda kalmıştı. yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | فى المره الاولى التى دعوتنى الى هنا تركتِ مفاتيحك فى سيارتى و قد كانت تمطر |
| Ever. Parkta atlıkarıncanın yanındaydık yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | نعم , لقد كنا في إحتفال صاخب في المنتزه ولقد كانت تمطر |
| yağmur yağıyordu ve böcekler vardı hepsi üstüme tırmanıyordu Çok kötüydü | Open Subtitles | فى وسط غابة و حولى الكروم و الزهور الصفراء كانت تمطر و الحشرات تذحف حول قدمى |
| Onunla tanıştığında yağmur yağıyordu şu bağlantı kurmaya çalıştığın kadın... | Open Subtitles | كانت تمطر عندما قابلتها.. الامرأة التي تحاول الاتصال بها |
| - Deli gibi yağmur yağıyordu. - Ama o havada tenis oynamaya gitti, öyle mi? | Open Subtitles | لقد أمطرت كالجحيم ولكنك لعبت التنس ؟ |
| Hayır. O gece yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | لا ، أمطرت في تلك الليلة |
| yağmur yağıyordu. Sizce doğru mu yaptım? | Open Subtitles | ولقد كانت تُمطر , هل كان تصرفي حسن ؟ |
| O zaman da yağmur yağıyordu. Şimdi oturduğunuz yere oturdu. | Open Subtitles | و كان الجو يمطر أيضا ... ثمجلسكما تجلسالآن |
| O gece çok yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | كانت ليله ممطره بشده. |
| Bir gece, deli gibi yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | ليل واحد، رجل، هو كَانَ فقط يُمطرُ مثل يُمارسُ الجنس معه، رجل. |
| yağmur yağıyordu ve bilirsin işte, bu sadece o zaman komik olur. | Open Subtitles | ورجلاي كالآعمدة والمطر ينهمر ,و--- أتعلمين أن هذا هو الوقت الحيد المسلي |
| Felaket yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | المطر يهطل بغزارة. |
| Hatta gece bile yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | من أسفل إلى أعلى تمطر حتى في الليل |
| yağmur yağıyordu ve ben nehire düştüm ve sen de arkamdan atladın. | Open Subtitles | كان المطر يهطل وسقطت في الماء وقفزتي ورائي |
| - Evet, o gün yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تمطر بغزارة في ذلك اليوم |