| Sevgisini sunan herkes, bir başkasının kalbinde yaşayacaktır. | Open Subtitles | أيّ شخص أعطى حبّاً سيعيش في قلبِ شخصٍ آخر |
| Hastalığın ne olduğunu bildiğimiz takdirde tedaviye ihtiyacı olsa da, yaşayacaktır. | Open Subtitles | لا باس الآن نعرف ما الخطب سيحتاج لعلاج لكنه سيعيش |
| Bana iman eden kişi, ölse de, yaşayacaktır. | Open Subtitles | ... هوالذيصدقنىفي ... معانهكان ميت ... رغم ذلك سيعيش... |
| "Bu ekmekten yiyen sonsuza dek yaşayacaktır." | Open Subtitles | من ياكل هذا الخبز سيعيش للابد |
| Sorun değil, yaşayacaktır. | Open Subtitles | لا بأس.. فسيعيش.. |
| Mirası burada, bizimle sonsuza dek yaşayacaktır. | Open Subtitles | والذي سيعيش إرثه معنا للأبد |
| Meleklerin görkemi altında yaşayacaktır. | Open Subtitles | سيعيش في مجد الملائكة |
| Güçlü biriyse, yaşayacaktır. | Open Subtitles | إن كان قويًا، سيعيش. |
| Dayanırsa, yaşayacaktır! | Open Subtitles | ! إذا صمد.. فسيعيش |