| İstismara maruz kalmış ya da onun gibi bir şey. | Open Subtitles | هو كان من المُعتدِىِ عليهم أو شيء من هذا القبيل. |
| Bir nakil olmak zorunda değil ya da onun gibi bir şey, fakat... | Open Subtitles | ليس من الضروري أن تكون عملية زراعة عضو أو شيء من هذا القبيل |
| Kadin: Evet, belki de bir, on sene degil, belki bir sene icinde olebilirim, ya da onun gibi birsey. | TED | المرأة: نعم، و لكن ربما واحدة، عشر سنوات، ربما أموت خلال سنة واحدة، أو شيء من هذا القبيل. |
| Muhabir: Herkes bilerek mi adim ile yuruyordu, ya da onun gibi birsey? | TED | الصحفي: هل تعمد الجميع المشي بخطى قصيرة، أو شيئا هكذا؟ |
| Siz birden fırlayıp da sürpriz ya da onun gibi şeyler diyenlerden değil misiniz? | Open Subtitles | هذا هو، جميعا. أليس من المفترض أن تقفزوا وتقولوا مفاجأة أو شيئا ما؟ |
| Resimde, müzikte ya da onun gibi şeylerde hiç zevki yok. | Open Subtitles | ليس لديه تذوق للرسم أو للموسيقى أو شئ من هذا النوع |
| Yoksa sevdigin adamin köpek gibi pesimden geldigini mi duymak istersin ya da onun dokunuslarini, öpüslerini bana bakislarini... | Open Subtitles | أم أنك تفضلين أن أقص عليك كيف صار الرجل الذي تحبينه... يتعقب خطاي في كل مكان ككلب وفيّ... أن أصف لك لمساته وقبلاته... |
| Bu bana diplomatik dokunulmazlık kazandırır, ya da onun gibi bir şey. | Open Subtitles | التي سوف تعطيني الحصانة دبلوماسية ، أو شيء من هذا. |
| Bu bana diplomatik dokunulmazlık kazandırır, ya da onun gibi bir şey. | Open Subtitles | التي سوف تعطيني الحصانة دبلوماسية أو شيء من هذا |
| Sanırım ona imparator ya da onun gibi birşey diyordu. | Open Subtitles | أظن أنه دعاه بالامبراطور أو شيء من هذا القبيل |
| Muhtemelen sadece istasyonu değiştiriyor ya da onun gibi bir şey yapıyordu. | Open Subtitles | ربما كان مُجرد تغيير المحطة أو شيء من هذا القبيل. |
| Yangından kaçma talimi ya da onun gibi birşey mi vardı? | Open Subtitles | ماذا يعني، كان هُناك تمرين إطفاء أو شيء من هذا؟ |
| Yansıma ya da onun gibi bir şeydi. | Open Subtitles | لقد كان مجرد إنعكاس أو شيء من هذا القبيل. |
| Ben de sizin gibi Cumhuriyet Şehri'nde bir köşkte yaşasaydım büyük ihtimalle bir oyuncu, profesyonel bükücü ya da onun gibi bir şey olurdum. | Open Subtitles | , نعم , أنا يمكنني ربما أن أكون متحكم محترف أو ممثل , أو شيئا ما إذا عشت في قصر في مدينة الجمهورية مثلكما يارفاق |
| Genellikle hisse fiyatlarını okurlardı sizin makalenizin olduğu parça yerdedir ya da onun gibi birşey siz de ''Allah aşkına ne yapıyor bunlar'! | TED | غالبا ما كانوا يقرأون أسعار الأسهم وجزء من ورقة مقالتك كانت على الأرض , أو شيئا من هذا القبيل و تعرف بحق السماء ماذا يفعلون |
| Ya da korkmuş ya da onun gibi birşey. | Open Subtitles | أو خائفة أو شيئا من هذا القبيل |
| Neredeyse uyuşturulmuş gibiyim ya da onun gibi. | Open Subtitles | أشعر كأنني منتشِ أو شيئا من هذا القبيل |
| Gerçekten de mantar gibi gözükmüyolar ,bilirsin... daha çok erişteler ya da onun gibi bişeylere benziyorlar. | Open Subtitles | إنها لاتبدو كنبتة فطر، إنها أشبه بالمعكرونة أو شئ من هذا القبيل |
| Gerçekten de mantar gibi gözükmüyolar ,bilirsin... daha çok erişteler ya da onun gibi bişeylere benziyorlar. | Open Subtitles | إنها لاتبدو كنبتة فطر، إنها أشبه بالمعكرونة أو شئ من هذا القبيل |
| Yoksa sevdiğin adamın köpek gibi peşimden geldiğini mi duymak istersin ya da onun dokunuşlarını, öpüşlerini bana bakışlarını... | Open Subtitles | أم أنك تفضلين أن أقص عليك كيف صار الرجل الذي تحبينه... يتعقب خطاي في كل مكان ككلب وفيّ... أن أصف لك لمساته وقبلاته... |