| Havadayım, ama omuzlarında oturduğum adam, benim en yakın arkadaşım. | TED | أنا محمولة في الهواء، لكن الشخص الذين أجلس على كتيفيه، هو صديقي العزيز. |
| Bak şimdi bu bana yakın arkadaşım Bono'dan bir söz hatırlattı... | Open Subtitles | هذا يذكرنى بقصة قديمة "عن صديقي العزيز"بونو بونو: مغنى بريطانى شهير |
| Ama, Batı sahilinin en seksi erkek modeli oldukça yakın arkadaşım. | Open Subtitles | ولكن في الواقع يصادف أنني صديقة مقربة لأكثر عارضي الأزياء الذكور إثارة في الساحل الغربي. |
| Jing yakın arkadaşım olduğu için söyleyememiştim. | Open Subtitles | جينغ كان صديقي المقرب ولاينبغى قول أي شيء |
| - Sadece çok fazla yakın arkadaşım var. | Open Subtitles | لا أفضل صديق. لا، فقط الكثير من الأصدقاء المقربين. |
| Dinle bak. Editörünü arayacağım. yakın arkadaşım olur. | Open Subtitles | أوتعلمي سوف أتصل بمدير التحرير انه صديق مقرب لي |
| Vali yardımcısı benim yakın arkadaşım, biliyormusun? | Open Subtitles | ونائب المحافظ كما تعلم صديق مقرّب لي |
| Bu da en yakın arkadaşım Chandra Lamba. | Open Subtitles | وتلك هي صديقتي الحميمة ، شاندرا لامبا |
| Benim ilk yakın arkadaşım. Ve böyleleri bu günlerde çok zor bulunuyor. | Open Subtitles | "صديقي الحميم الأوّل، والأصدقاء قلّة هذه الأيّام" |
| Ne yazık ki ben ve yeni en yakın arkadaşım Ryan... karısını hastaneye yetiştiremedik. | Open Subtitles | لسوء الحظ، أنا وصديقي المُفضّل الجديد رايان لم نتمكن من الوصول إلى المُستشفى |
| Bay Boetker'ın kendini vurduğu silahın benim en yakın arkadaşım olan Ezra Stone'u öldüren silahla eşleştiği balistik raporda görülmüş. | Open Subtitles | السلاح الذي إستخدم من السيد لقتل نفسه تطابق قاذفات لنفس السلاح الذي قتل صديقي العزيز وزميلي " عزرا ستون " |
| Evet, Schmidt en yakın arkadaşım ama aynı zamanda çok da korkunç. | Open Subtitles | أجل ، شميث صديقي العزيز وهو أيضا مخيف للغاية |
| Evet, Schmidt en yakın arkadaşım ama aynı zamanda çok da korkunç. | Open Subtitles | أجل ، شميث صديقي العزيز وهو أيضا مخيف للغاية |
| Bir zamanlar en yakın arkadaşım çözemediğin bir durum varsa arkadaşının yanında ol yeter demişti. | Open Subtitles | صديقي العزيز مرة أخبرني أنه عندما لا تستطيع إصلاح شيء أحياناً يجب عليك فقط التواجد هناك |
| Çünkü Dışişleri Bakanı benim yakın arkadaşım da ondan. | Open Subtitles | لأن وزيرة الخارجية صديقة مقربة لي. |
| - Çok yakın arkadaşım. | Open Subtitles | صديقة مقربة للغاية. |
| Lisedeyken en yakın arkadaşım seksi bir fahişeydi. | Open Subtitles | كيف حدث ذلك بحق لجحيم؟ بالمدرسة الثانوية صديقي المقرب كان تلك العاهرة المثيرة |
| Ben Rachel Berry ve en yakın arkadaşım Kurt Hummel'la birlikte McKinley'nin ödüllü New Directions'ını yeniden kuruyorum. | Open Subtitles | أنا ريتشل بيري و أعيد تأسيس نادي ماكنلي الحائز على لجوائز نيودايركشن مع صديقي المقرب كورت هامل |
| - Ama gay olan çok fazla yakın arkadaşım var. | Open Subtitles | مثلي الجنس؟ رقم رقم رقم اه، ولكن لدي عدد من الأصدقاء المقربين الذين هم. |
| Seni yakın arkadaşım olarak gördüğümü biliyorsundur umarım. | Open Subtitles | اتمنى ان تعرف بأني اعتبرك صديق مقرب ايضآ |
| - O bir kız mı? - yakın arkadaşım. | Open Subtitles | - صديق مقرّب, أريد أن أفرّجها على النهر - |
| Bu bayan da yakın arkadaşım Bayan Oakville oluyor. | Open Subtitles | وهذه هي صديقتي الحميمة (الآنسة (أوكفيل |
| En yakın arkadaşım diyebileceğim ilk insandı hayatımda. | Open Subtitles | كانت أول شخص أشعر وكأنه صديقي الحميم. |
| Ablam ile en yakın arkadaşım kapalı kapılar ardında seksi duygusal bir şeyler yaşıyor. | Open Subtitles | أختي وصديقي المقرب يحظون بحفلة بكاء مثيرة خلق أبواب مغلقة |
| Acaba Okul Müdürü McLounghlin yakın arkadaşım ve bana o mu söyledi? | Open Subtitles | لأن مدير مدرسة ماكلالين صديق جيد لي وقد أخبرني عنكِ |
| Bu benim yakın arkadaşım, bu yüzden ona karşı nâzik olsan iyi olur. | Open Subtitles | هذه صديقتي العزيزة لذا من الأفضل أن تكون لطيفا معها |
| O bunu daha bilmiyor ama benim en yakın arkadaşım. | Open Subtitles | لا تعرف ذلك بعد، ولكنها صديقتي المفضلة الجديدة. |
| En yakın arkadaşım beni yerde yatarken ve boğazımdaki bir delikten yardım için ağlarken buldu. | TED | صديقتي المقرّبة وجدتني ملقاةً على الأرض، مغرغرةً طلباً للمساعدة بواسطة ثقبٍ في رقبتي. |
| Sana bahsettiğim yakın arkadaşım. | Open Subtitles | هذا هو صديقي الرائع الذي أخبرتك عنه |
| Bebeğim, J.D. benim en yakın arkadaşım. | Open Subtitles | الطفل الرضيع، جْي دي صديقُي الأفضلُ، |