| -Ne kadar yaklaşabilirsin? _BAR_ -Doğru cevap yaklaşırdı. | Open Subtitles | الى أى مدى يمكنك الاقتراب الاجابة الصحيحة قريبة |
| Uçağa oradan yaklaşabilirsin. | Open Subtitles | لابد أن تحاول الاقتراب من الطائرة من هناك |
| Böylece dikkat çekmeden yanına yaklaşabilirsin. | Open Subtitles | تتمكن من الاقتراب بتلك الصورة دون اثارة اية شكوك |
| - Sandra, saraya ne kadar yaklaşabilirsin? | Open Subtitles | إذن، كم يمكنكِ الإقتراب من القصر؟ القصر؟ |
| yaklaşabilirsin, bulaşıcı değil. | Open Subtitles | تستطيعين الإقتراب إنها ليست بالنوع السيء |
| Başkan Velásquez'e yaklaşabilirsin. | Open Subtitles | أنت تستطيع الإقتراب من الرئيس (فيلاسكويز) |
| Başka nerede Çita'lara bu kadar yaklaşabilirsin ki? | Open Subtitles | في ايّ مكان آخر يمكنك الاقتراب من "الفهد" هكذا؟ |
| Evlat, daha çok yaklaşabilirsin. | Open Subtitles | يا ولد، من الأفضل الاقتراب اكثر من ذلك. |
| İstersen daha da yaklaşabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الاقتراب اذا تريد |
| - ona yaklaşabilirsin. | Open Subtitles | -لذا يمكنك الاقتراب منه . |
| yaklaşabilirsin Nabila. | Open Subtitles | -بوسعك الاقتراب يا (نبيلة ). |
| Ona yaklaşabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكَ الإقتراب منها |
| Şimdi Conrad vali adayı olduğuna göre Grayson Global'da kuruldaki koltuğunu boşaltmak zorunda kalacak ...bu da demek oluyor ki Daniel'e yaklaşabilirsin. | Open Subtitles | فسيكون مضطراً على إخلاء مقعده (من مجلس (جرايسون جلوبال (ممّا يعني أنه يمكنك الإقتراب أكثر من (دانيال |
| - O zaman yaklaşabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ الإقتراب منه هناك. |