| Bence elini ondan daha tehlikeli bir şey yakmış. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك شيئا كثيرا أكثر خطورة من الذي أحرق يدك. |
| Kafasını her ne kestiyse, çok hızlı olduğundan kemiği yakmış. - Lazer mi? | Open Subtitles | مهما أخترق الضحية تحرك بسرعة حتى أحرق العظم |
| Patlama; bıyığını, kaşlarını, hepsini yakmış. | Open Subtitles | ولكن حرق الانفجار حاجبيه وشاربه وكل شيء. |
| İşe yaramazsa, gemileri yakmış olacaksın. | Open Subtitles | لمـاذا؟ لو لم ينجح هذا ستكون أحرقت جسورك ورائك يا رجـل |
| Eğer, Cadıavcısı Pursuivant'ı davet eden gizli bir komitenin üyesi olsaydınız, daha şimdiden dört arkadaşınızı yakmış olsaydı, herkese anlatır mıydınız? | Open Subtitles | تدعو خفاءاً للمحقق كاشف السحرة وقد قام, أصلاً, بحرق أربعةٍ من أصدقائك، فهل ستبوح بسره لأي أحد؟ |
| Ateşler, içerideki değerli eşyaların nerdeyse hepsini yakmış. | Open Subtitles | النار القريبة حرقت كل شيئ ذات قيمة بالداخل |
| Bu sabah okulda işleri varmış. Ayyaşın biri kendini yakmış. | Open Subtitles | لقد كانوا مشغولين بالمدرسه هذا الصباح احد المتشردين احرق نفسه |
| Bir süre tutuklu kalmış. Oda arkadaşının ranzasını yakmış. | Open Subtitles | أمضى بعض الوقت في الحجز وبعدها أحرق سرير زميله في الحجرة |
| Neyse, Maskeli neden nüfus kayıt ofislerini yakmış olabilir? | Open Subtitles | لماذا تعتقد أن قناع العروس أحرق مكاتب حكومية؟ |
| Fakat "yok edici" diye anılan oğlunu bulmak adına çok daha çekici şehirler yakmış olan adamı çağırmak... | Open Subtitles | الرجل الذي يدعونه بالمدمّر والذي أحرق مدنًا أشدّ سحرًا مطاردًا أبناءه. |
| Peki ambulansı kim ve niçin yakmış? | Open Subtitles | شجره, من حرق سيارة الإسعاف إذاً و لماذا؟ |
| Kalıntılar nakledilirken, ...plastiği yakmış olmalı. | Open Subtitles | ذلك لابد انهُ قد حرق خلال البلاستك عندما كانت الرفاة تُنقل |
| Voltaj düşüklüğü bloğunuzdaki tüm alıcıları yakmış. | Open Subtitles | بلى، انخفاض التيار حرق كل الصناديق بمنطقتك. |
| - Neden? İşe yaramazsa, köprüleri yakmış olacaksın, dostum. | Open Subtitles | لو لم ينجح هذا ستكون أحرقت جسورك ورائك يا رجـل |
| Gökyüzüne bir delik açmış, güneş oradan inmiş ve her şeyi yakmış. | Open Subtitles | شقت ثغرة في السماء، نزلت الشمس و أحرقت كل شيء. |
| Çünkü bilgisayarın sabit diskini yakmış ve hesap defterini yanına almış. | Open Subtitles | لأنها قامت بحرق قرصها الصلب وأخذت معها دفتر الحسابات |
| Davalı yan komşuları olan Afro-Amerikalı bir ailenin evinin önünde bir haç yakmış... | Open Subtitles | و قام المدعى عليه بحرق صليب في الساحة الأمامية لمنزل عائلة من أصول إفريقية كانوا يعيشون بقربه |
| Çünkü kurum kokuyorsun. Bir kaç şey yakmış olabilirim. | Open Subtitles | رٌبما أكون حرقت بعض الأشياء خلال تنفيسي عن غضبي |
| Ciğerlerdeki dumana bakılırsa çocukları diri diri yakmış. | Open Subtitles | اعتماداً على الدخان الكثير لقد علمنا انه احرق الطفلين بينما كانا على قيد الحياة |
| Kadın da inkar etmiş. Bir sinek ilacı ve kibritle kadının kafasını yakmış. Bağıran o. | Open Subtitles | لقد أمسك بعلبة مبيد حشرى و ببعض أعواد الثقاب أشعل فى رأسها النار |
| Ateş, yerine yenilerini bırakarak, tat alma duyunu yakmış. | Open Subtitles | النار احرقت براعم التذوق لديك وخرجت براعم جديدة |
| Bunun güzel yüzü sebebiyle olduğunu düşünmüş, ve sigarayla yüzünü yakmış. | Open Subtitles | فقد لام على وجهه الوسيم وقام بحرقه بأعقاب السجاير . |
| Demek ki bu da 6 numara, ama neden kutuda yakmış? | Open Subtitles | هذا ربما يجعله الضحية رقم ستة لكن لما حرقه في صندوق ؟ |
| Uygun yaştaki bu iki ceset elime geçince ve bir hafta sahip çıkan olmayınca onları yakmış gibi yaptım. | Open Subtitles | وعندما تلك الجثتين لم يطالب أحد بهما لأسبوع، قمت بتزييف حرقهم. |
| Su ısıtıcısını açıp, sigarayı yakmış görünüyor. | Open Subtitles | يبدو كما لو أنّه شغّل الغلاية وأشعل السيجارة |
| Eğer yakmış olsaydım en azından sigorta parasını almış olurdun. | Open Subtitles | لو حرقته فلديك على الأقل أموال التأمين |
| Isınmak için ateş yakmış ve kontrolden çıkmış. | Open Subtitles | لقد قام بإشعال النار للتدفئة وخرج الأمر عن يده |
| Ve, biri içindeki ışığı yakmış gibi. | Open Subtitles | كما لو ان احدهم اشعل بداخلك نورا. |