| Gençken, annesi ve üvey babası içerdeyken evi yakmakla tehdit etmişti. | Open Subtitles | يذكر في شبابه انهاً هدد والدته و زوجها بحرق المنزل عليهم |
| Ayrıca eski suçlu psikopat ve lezbiyen sevgilin davanın tek umudu kilit şüphelimizi yakmakla tehdit ediyor! | Open Subtitles | و نقطتين إضافيتين عشيقتك المجنونة و المجرمة السابقة تهدد بحرق المشتبة الرئيسي به |
| - Chris! Adamın dediğine göre şayet sevgilisini bırakmazsa sigara ile yakmakla tehdit etmişim. | Open Subtitles | قال رجل بأنني هددت بحرقه بسيجارة |
| Geri dönerse onu bir kazığa bağlayıp yakmakla tehdit etmişler. | Open Subtitles | هددوا بحرقه ، إن عاد لهنا. |
| - Peruk yakmakla mı meşgulsün? | Open Subtitles | منشغل بإحراق الشعر المستعار؟ قم بالتحويل. |
| Fakat yıldızları yakmakla meşgul olduğundan bir şey görebildiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لكنه إنشغل بحرقها ولا أظنها رأت شيئاً منها |
| Sizi Amerika'ya getiren adama bir şey sorduğunda "bizi yakmakla tehdit ettiler" demişsin. | Open Subtitles | عندما سألت بشان الرجال الذي أحضروك الى الولايات المتحدة قلتي أنهم "هددونا بالحريق" |
| Okul spor salonunu yakmakla suçlanan 18 yaşında bir lise öğrencisi. | Open Subtitles | البالغ من العمر 18 عاما طالب في مدرسة ثانوية اتهم بحرق صالة الألعاب الرياضية المدرسية. |
| - Evi yakmakla tehdit ediyor. - Süper! | Open Subtitles | أنه يهدد بحرق المكان بأكمله - رائع - |
| Çirkef karı resmen beni Treadwell'in evini yakmakla suçladı. - Bu oldu işte. - Ne yaptı, ne? | Open Subtitles | اتهمتني العاهرة بحرق منزل (تريدويل). |
| Dönecek olursa onu kazığa bağlayıp yakmakla tehdit ettiler. | Open Subtitles | هددوا بحرقه ، إن عاد لهنا. |
| Sahnede kustun, barmenle kavga ettin... ve barı yakmakla tehdit ettin. | Open Subtitles | يا رفيق! لقد تقيّأت على المسرح. حاولتَ العِراك مع العامل في الحانة وهدّدت بإحراق الحانة |
| Lorenzo yakmakla tehdit ediyor. | Open Subtitles | بينما يهدد (لورنزو) بحرقها عن بكرة أبيها؟ |
| Sizi nasıl yakmakla tehdit ettiler? | Open Subtitles | كيف هددوك بالحريق ؟ |