| Elektrik hatlarındaki yalıtım maddesi erimiş ama tamamen yok olmamış. | Open Subtitles | لأنه تمكن من صهر أسلاك العزل لكن لم يدمرها كلياً. |
| Neler oluyor? Kapatılan alanlardaki yalıtım basınç göstergeleri... | Open Subtitles | مؤشرات الضغط في برنامج العزل في المناطق الملوثة |
| yalıtım malzemeleri eriyen ve birbirlerine temas eden üç tel buldum. | Open Subtitles | العثور على ثلاثة أسلاك مع العزل ذاب، مما عمليا اتصال مع بعضها البعض. |
| Duvarlar ve yalıtım böyle ıslanırsa küflenme riski de beraberinde gelir. | Open Subtitles | إذا ابتل جدار عازل هكذا تكون هناك مخاطرة حدوث تعفن |
| Kurbanın üzerinde yalıtım malzemesi bulaşmış demiştin değil mi? | Open Subtitles | ألم تقولي أن هناك عازل على ثياب الضحية ؟ |
| Önce yalıtım malzemesini yapan şirketi bulun,... sonra onlara gördüklerimin hisselerini dibe vurduracağını söyleyin. | Open Subtitles | أولاً، اعرفوا اسم الشركة التي صنعت العازل و ثانياً، أخبروني ما أراه بالرسم يجعلني أريد إنقاص أسهمهم |
| ama bu hala yalıtım malzemesinin kurbanımızın üstüne... nerden geldiğini açıklamıyor. | Open Subtitles | ولكن لا يزال لم يفسر، كيف وصلت قطعة العازل هذه الى ضحيتنا |
| - yalıtım malzemesinin dış yüzeyi yumuşak bir maddeyle kaplı. Ama iç kısımları temiz. | Open Subtitles | السطح الخارجي من العزل هو المغطاة السخام، ولكن السطح الداخلي نظيف. |
| Elektrik tellerinin yalıtım maddesi polimer değil, kauçuktur. Plastiğe benzer. | Open Subtitles | العزل على الأسلاك الكهربائية ومصنوعة من المطاط، البوليمر. |
| yalıtım malzemesinin bulaşması için mükemmel bir yer. | Open Subtitles | أنه أحسن مكان يتعرض للحرائق ويستلزم العزل |
| Burada, kurbanın elbisesindekine benzeyen yalıtım malzemesi var. | Open Subtitles | ويوجد بعض العزل هنا متناسق مع ما سحبت من ثياب الضحية |
| Yuvarlanmış gazete iyi yalıtım yapar mı? | Open Subtitles | هل صحيفة تكور المتابعة تجعل العزل الجيد؟ |
| yalıtım konuşuldu zaten bina sahibiyle. | Open Subtitles | العزل تم مناقشته فى السابق مع مالك المبنى. |
| Patlamanın etkisiyle yalıtım köpüğü bu ikisinin üzerine saçılmış. | Open Subtitles | فنفجر احد خزانات رغوة العزل على هذين الشخصين بسبب حرارة الانفجار |
| Tam şurada. Hava akışını kontrol eden bir yalıtım vanası var. | Open Subtitles | إنه هنا صمام العزل الذي يسيطر على تدفق الهواء |
| Çatıda yalıtım yok, bayağı havadar yani. | Open Subtitles | لا يوجد عازل هنا، والهواء مُتجدد. |
| - yalıtım. | Open Subtitles | ـ مصنع ، منزل عازل ـ المنزل العازل |
| yalıtım yapmak istediğinde aptal olmayan profesyonel birine para ödemen gerekir. | Open Subtitles | إن كنت تريد تركيب العازل الكَهربائي تقوم بالدفع لشخص محترف لفعْل ذلك وليس بغبي. |
| Analiz sonuçlarına göre bu maddeler asbest, alçı sıva ve eskiden kullanılan bakır yalıtım malzemesi. | Open Subtitles | عاد التحليل مع آثار "أسبستوس"، لصقة جبس، وعزل نحاسي قديم |
| Termitin yoğun ısısı nedeniyle kablolardaki yalıtım malzemeleri kömürleşmiş. | Open Subtitles | التعرض للحرارة الشديدة للثيرميت سبب للمادة العازلة في الأسلاك أن تتفحم. |