"yalanlardan" - Translation from Turkish to Arabic

• الأكاذيب
• الكذب
• الكذبات
• أكاذيب
• الاكاذيب
• الكذبة
• أكاذيبي
• والكذب

yalanlardan ve yalan söylemekten... o kadar bıktım ki.
اننى متعبة جدا تعبة من الكذب, وتلفيق الأكاذيب,

Amerikan halkına şimdiye dek dayatılmış en büyük yalanlardan birini.
واحدة من أفدح الأكاذيب التى أقحمت على الشعب الأمريكي

Başka giysilerim var. Buraya gelip bana yalanlardan ve utançtan mı bahsedeceksin?
أنت تأتي هنا تتحدث إلي عن الأكاذيب والعار؟

yalanlardan ve sahtekarlıklardan bıktığım için. Ama siz yalan söylediniz bana.
لأنني سئمت من الكذب والخداع وها أنت الآن تكذب علي

Gerçeğin,yalanlardan birinin içinde gizli olduğunu bilmeni istiyor.
يريدك أن تعرف بأن الحقيقة موجودة في إحدى هذه الكذبات

Erkeklerin ellerine fırsat geçerse söyleyecekleri yalanlardan korkuyorum.
أَحميهم من أكاذيب أولئك الرجال التي سيخبرونهم بها إذا أعطوا أي فرصة

Seni yalanlardan örülü bir kazağın içinde sıcak tutabilirler ama o kazak sürekli kaşındırır.
طيب ،ويلفونك في معطف صوفي من الاكاذيب إنه يبيقيك دافيء لكن يسبب الحكة لرقبتك

Evet, anlaşıldı ki o da sen hamile kalmak isteyesin diye söyledikleri yalanlardan biriymiş.
يبدو أنّ هذه أحد الأكاذيب التي يقولونها لجعلنا نَحبل

Artık gına geldiğini ve sonunda ona attığı yalanlardan uzaklaşmak için onu terketmeye hazır olduğunu söyledi.
وكانت مستعدة أخيرا لتركه ولتهرب من كل الأكاذيب التي كان يقولها

Evet, yalanlardan bahsetmişken...
أجل, بشأن تلك الأكاذيب, كان لدى هذا الشعور المقلق الصغير

Şimdi her şeyin doğrusunu öğrenirse ona söylediğim bütün yalanlardan dolayı bana çok kızar, bu bizi mahveder.
ولو عرفت الحقيقه الأن يمكن أن تستاء منى لأجل كل الأكاذيب التى أخبرتها وسوف يفرق بيننا

Sayın yargıç, yalanlara dayanan bir dava bu, yalanlardan yapılı bir dağın tepesine yığılmış kağıttan ev bu.
معاليك هذهِ قضيّة بينت على الأكاذيب مكدّسة في بيت من الورق واقفة على جبل من الأكاذيب الملفقة

Ben ciddiyim. Tüm bu yalanlardan bıktım usandım.
ووالدي أنا جاد، لقد سئمت من كل الأكاذيب.

Biliyorum. Tanrıları ortadan kaldırıp dünyayı yalanlardan temizleyeceğiz.
أعلم, تدمير الرموز ومحي الكذب من هذا العالم

Bu elbette ki bir yalan, ayrıca ben yalanlardan hoşlanmam, ancak bu konuda sanırım bu fikir işe yarayabilir.
طبعاً تلك كذبة ولا أحب الكذب ولكن في هذه الحالة أعتقد أن منها منفعة

Gerçekleri, yalanlardan ayırmakla iyi yaptın.
قمتي بعمل رائع كي تكشفي حقيقة كل ذلك الكذب

Hayatta büyük yalanlardan daha çok iğrendiğim şey yoktur.
لا يوجد شيء أبغضه أكثر من الكذبات الكبيرة،حسنا

Ya bu da babamın söylediği yalanlardan biriyse?
ماذا إن كانت إحدى أكاذيب والدي الكثيرة؟ أنصت

Bana yalanlardan bahsetme, Alex
لذا لا تتحدث عن الاكاذيب اليكس.

Sana bakması için doktora sıktığımız yalanlardan bahsetmiyorum.
أنا لا أتحدث عن الكذبة التي قلناها للأطباء كي يعالجوك

Kendime yalanlardan kurduğum küçük dünya ufalanmaya başladı. Ama bunu kimseye söyleyemiyorum.
"عالم أكاذيبي الصغير المنظّم يتداعى من حولي ولا يمكنني إخبار أحد"

Bütün bu yalanlardan ve sırlardan bıktım, ve en çok arada kalmaktan sıkıldım, bıktım.
انا تعبت من كل الاسرار والكذب, وتعبت ان اكون وسط هذا.