| Tamam, dostum bu sabah yalnız sen ve ben varız eğleneceğiz ve oynayacağız. | Open Subtitles | حسنا يا رفيقي فقط أنت و أنا طوال اليوم و سنقضي وقتا ممتعا ونلعب معا |
| Tamam, dostum bu sabah yalnız sen ve ben varız eğleneceğiz ve oynayacağız. | Open Subtitles | حسنا يا رفيقي فقط أنت و أنا طوال اليوم و سنقضي وقتا ممتعا ونلعب معا |
| yalnız sen hediye aldığın için suçluluk duyma diye. | Open Subtitles | حتّى أنك لن تشعر بالذنب أنت الوحيد الذى تمكّن من الحصول على شىء |
| Bana yalnız sen yardım edebilirsin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي بأمكانه مساعدتي، (فيلكس) |
| Onu yalnız sen kurtarabilirsin. | Open Subtitles | أنت الوحيدة التي يمكنِك إنقاذه |
| Gerçeği yalnız sen biliyorsun. | Open Subtitles | أنت الوحيدة التي تعرف الحقيقة. |
| "Ben" sensin çünkü yalnız sen varsın. | Open Subtitles | أي"؟ "مي"، أنه أنت لأنه فقط أنت |
| Sean'ı bulmama yalnız sen yardım edebilirsin. | Open Subtitles | " فقط أنت تستطيع مساعدتي للبحث عن " شون |
| yalnız sen ve ben. | Open Subtitles | فقط أنت وأنا و (هبيبي) |
| Lana için tutuşan yalnız sen değilsin. | Open Subtitles | يبدو أنك لست أنت الوحيد في (سمولفيل) المعجب بـ(لانا) |
| # yalnız sen yapabilirsin bendeki bu değişimi # | Open Subtitles | *أنت الوحيد الذي تُغيّر هذا بيّ* |
| Onu yalnız sen tesirsiz bırakabilirsin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذى يستطيع إيقافه |
| # yalnız sen # | Open Subtitles | *أنت الوحيد* |
| - Evet, yalnız sen. | Open Subtitles | -نعم، أنت الوحيدة |
| Bunu yalnız sen yapabilirsin şu an! | Open Subtitles | أنت الوحيدة القادرة على ذلك! |
| Bankada parası olan yalnız sen değilsin. | Open Subtitles | لستَ الشخص الوحيد الذى وضع أمواله فى ذلك المصرف. |
| İnterneti kullanan yalnız sen değilsin. | Open Subtitles | لست الوحيد الذى يستخدم الانترنت |