| Silahı bile alamadı, yalnızken belki. | Open Subtitles | لا يمكنه حتى أمساك مسدس , أو تركه يستعمله وحده. |
| Hayır. Bu seferki gerilim türünde. yalnızken dinlemek istemem. | Open Subtitles | لا ، إنها حلقة مرعبة ولا أحب حلقات الرعب عندما أكون لوحدي |
| Bu odada seninle yalnızken kendini kötü hissetmen güzel bir şey. | Open Subtitles | من الرائع أن تشعر بهذا هنا في هذه الغرفة بوجود كلانا على انفراد |
| yalnızken konuşmak için bir konumuz daha oldu. | Open Subtitles | هو فقط شيء واحد كمان للتَحَدُّث عنة متى نحن لوحدنا. |
| Tanrı'ya şükür buradasın. yalnızken, zamanımı çok boşa harcadım. | Open Subtitles | الحمد للرب أنّكِ هنا فهذا مضيعة لي بمفردي |
| Ve bu gece yatak odasında yalnızken, yüzü kıpkırmızı oldu. | Open Subtitles | هو احمر خجلاً هذا المساء عندما كنا في غرفة النوم وحدنا |
| Kimse yalnızken mutlu değildir. Böyle düşünen, kendini kandırıyordur. | Open Subtitles | إذا كل شخص فكر أنه أسعد بمفرده أنهم يضحكون على أنفسهم |
| - yalnızken ne yapacağını görmemiz gerek. | Open Subtitles | نحن بحاجة الى رؤية ماذا يفعل عندما يكون وحده |
| Bazen banyoda yalnızken kendisiyle röportaj yaptığını duyuyorum. | Open Subtitles | أحيانًا أسمعه يدّعي أنه يجري مقابلة بينما هو وحده في الحمام |
| Watkins, ormanda yalnızken, bir hayvanın saldırısına uğramıştı. | Open Subtitles | لقد هوجم " واتكينز " بواسطة حيوان عندما كان وحده فى الغابة |
| Tıpkı. Bilirsin. yalnızken çok sessiz. | Open Subtitles | مثلما، تَعْرفُي، عندما أَكون لوحدي و تكون الدنيا هاديئة جداً، مثل الآن. |
| Yatakta yalnızken nadiren kafam meşgul olmaz. | Open Subtitles | أَنا لوحدي من حينٍ لآخر بدون حالات صرف إنتباهِ |
| yalnızken de soyunamıyorum. Kendi kendimeyken de soyunamıyorum. | Open Subtitles | لايمكنني أن أتعرى وأنا لوحدي لايمكنني أتعرى إذا كنت في خلوة |
| yalnızken pratik yaptım, çünkü çok güzel dans ediyorsun. | Open Subtitles | لقد كنت أقوم بالممارسة على انفراد لأنك ترقصين بشكل جيد جدا |
| Bayan Tomczak'ı iyi tanır mısınız? Hayır. İyi biriydi ama onunla hiç yalnızken konuşmadım. | Open Subtitles | كلا، لقد كانت لطيفة للغاية لكنني لم أحدثها على انفراد قط |
| Bunu daha sonra yalnızken konuşabilir miyiz lütfen? | Open Subtitles | هل يمكننا الحديث عن هذا لاحقا عندما نكون لوحدنا , من فضلك ؟ |
| - Ama ikimiz yalnızken, ...bana karşı Bay Mesafeli oluyor. | Open Subtitles | و عندما نكون لوحدنا يصبح الفتى متجمّد الإحساس |
| yalnızken mastürbasyon yapıyorum. | Open Subtitles | انا امارس العادة السرية عندما اكون بمفردي ماذا؟ |
| yalnızken bana ne kadar yumuşak ve kibarca vurduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لا ترين كم بلطف و بتهذيب يضربني عندما نكون وحدنا |
| nasıl batıya seyir ettiğini, yalnızken ve nasıl başardığını, yalnızken ! | Open Subtitles | ولاشك أنه يتفاخر الآن بشان إبحاره تجاه الغرب بمفرده وكل ما أنجزه بمفرده |
| Adam ve kız arkadaşı evde yalnızken evlerine girmiş. | Open Subtitles | كان هو و صديقته جالسين لوحدهم في منزلهم حتى دخل عليهم |
| Annenizle yalnızken, sorun olmaz. | Open Subtitles | اعني ، عندما تكون وحدك مع والدتك يمكنك استحمالها |
| Bir kadın ve bir erkek yalnızken sadece birkaç şey yapar. | Open Subtitles | لنفعل ما يفعله رجل وامرأة عندما يكونان لوحدهما ماذا يمكن أن يكون غير هذا؟ |
| Evde yalnızken kafasını çarptı, | Open Subtitles | لقد ضربت رأسها, في البيت بنفسِها, |
| Odamda yalnızken Duvarlara bakar dururum bazen dinlerim kalbimin sesini kalbimin sesini bir kız lazım sana diyor hassas ve ince | Open Subtitles | عندما أكون وحدي في غرفتي أحدق أحياناً في الحائط dragonz dragonz |
| Yoksa insanlar yalnızken olan sıradan bir şey miydi? | Open Subtitles | أم أنه كان مجرد شيء ما يحدث لشخصين... . عندما يكونا وحيدين على جزيرة معا؟ |
| O kadar duygusuzlaştım ki, yalnızken seni gebertebilirim. Seni dinlemiyorum artık. | Open Subtitles | إننى مخدر بما يكفى حتى يمكننى أن أنال منك حين نكون بمفردنا ، إننى لن أستمع بعد الآن |
| yalnızken, epey pratik yaparım. | Open Subtitles | حسناً، لقد تدربت كثيراً عندما كنت وحيداً. |