| Lourdes ona yalvarıyordu ve o bundan keyif alıyor gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لورديس كانت تتوسل من اجل حياتها وبدا انها كانت تستمتع بذلك |
| Maggie yaşıyordu Dr. Rosen. Yardım etmem için yalvarıyordu. | Open Subtitles | ماجي كانت حية ,دكتور روزين كانت تتوسل لي لمساعدتها |
| Ümitsiz durumdaydı, çok korkunç şeyler olacak diye hemen gelmem için yalvarıyordu. | Open Subtitles | كان يتوسل إليَ لكي أحضر له على الفور لأن حدثاً رهيباً سيقع |
| Adam resmen içeri girebilmek için yalvarıyordu. | Open Subtitles | أنه تقريباً كان يتوسل اليّ لـ يدخل داخل منزلي |
| Onlara çocukları almamaları için yalvarıyordu. | Open Subtitles | كانت تتوسّل لهم ألاّ يأخذوا الأولاد. |
| İnsan sesiydi ve sana durman için yalvarıyordu! | Open Subtitles | لقد كان صوتًا بشريًا, لقد توسل إليك لتتوقف |
| Canhıraş çığlıklar içinde ona yardım etmem için yalvarıyordu bana. | Open Subtitles | ظلت تصرخ وتصيح تترجاني كي اساعدها |
| Onlarsa yerde, O'nun göstereceği küçücük bir merhamet kırıntısı için yalvarıyordu. | Open Subtitles | كانوا هناك ممدّدين،، يتوسّلون القليل من الرحمة من لدنه |
| O merhamet yalvarıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يرجوني من أجل الرحمة. |
| Bana bütün silahları almamı söyledi. Babası bağırıyordu. Eve gelmesi için yalvarıyordu. | Open Subtitles | أمرني أن أجمع كل الأسلحة بينما يصيح به والده و يترجّاه أن يبقى معه حتى اندفع نحوه. |
| O da tam oradaydı, senin tam da durduğun yerde, dizlerine çökmüştü ve onu affetmem için bana yalvarıyordu. | Open Subtitles | نعم كانت حيث تقفين جالسة على ركبتها تتوسل لاسامحها |
| Doğru, yalvarıyordu, dizlerinin üzerinde, her zaman yaptığı gibi. | Open Subtitles | هذا صحيح كانت تتوسل إلي كما كانت تفعل دوماً |
| Bunu yapmam için aylardır bana yalvarıyordu. | Open Subtitles | وكانت تتوسل إليّ بأن أقوم بذلك لشهور |
| Ali beni aradığında yardım için yalvarıyordu. | Open Subtitles | أعني ،آلي اتصلت بي تتوسل للمساعدة |
| Brooklyn Köprüsü gölgesi altında rakip mafya babaları onların hayatı için yalvarıyordu. | Open Subtitles | حيث كان يتوسل المجرمين لأجل حياتهم دانيال روسو يربى ولده على .... |
| Sıra Alfa'mıza geldiğinde hayatı için bize yalvarıyordu. | Open Subtitles | وعندما حان دور الألفا كان يتوسل إلينا للحفاظ على حياته |
| Onu öldürmemesi için ona yalvarıyordu. | Open Subtitles | كانت تتوسّل إليه لكي لا يقتلها |
| Yardım etmem için yalvarıyordu. | Open Subtitles | توسل من أجل الحصول على المساعدة. |
| - Elizabeth gidelim diye yalvarıyordu. | Open Subtitles | اليزابيت تترجاني للذهاب إليه |
| Tüm Wall Street o şirketi halka açmak için yalvarıyordu. | Open Subtitles | و جميع من في "وول ستريت" كانوا يتوسّلون من أجل أن يقوموا "ببيع أسهما لشركته لعامة الناس" |
| Henry bayağıdır bir ameliyata katılmak için yalvarıyordu. | Open Subtitles | (هنري) كان يرجوني للحضور، |
| Richard'ı gördüğünde onan yaptığı şeyi Bırakması için yalvarıyordu. Bana bağırıyordu. | Open Subtitles | حين رأى (ريتشارد) كان يترجّاه أن يكفّ عمّا كان يقوم به، صارخاً في وجهي. |
| Sakat ve yaşlı bir adam torununu bağışlamamız için bize yalvarıyordu. | Open Subtitles | . كان هناك عجوز يستجدي بنا , لإنقاذ حفيده المشلول |
| Çok kötü yalvarıyordu ve ben de üzgün hissettim. | Open Subtitles | كان يتوسّل بإلحاح لذا شعرتُ بالشفقه عليه. |
| Yardım için yalvarıyordu ve bir anda sustu. | Open Subtitles | كان يترجى المساعدة ثم توقف فجأة |