| Çünkü bana randevu için yalvardın sonra da randevuna gelmedin. | Open Subtitles | لأنك توسلت إلي كي تحصل على موعد، ثم لم تأت |
| Dört yıldır yalvardın, başkasından ödünç aldın, kaytardın, otlakçılık yaptın. | Open Subtitles | كل حصة طوال الأربعة سنوات,توسلت أستعرت,أهملت وتملقت. |
| Bana bu avın bir parçası olmak için yalvardın. | Open Subtitles | قتل صديقتك. كنت توسلت لي أن تكون جزءا من هذا الصيد. |
| Bana bir rol verdin. Seninle evlenmem için yalvardın. | Open Subtitles | لقد إخترتني من أجل دور و ترجيتني كي أتزوجك |
| Onu aradın mı? Geri dönmesi için yalvardın mı? | Open Subtitles | هل كنت تتصل بها وتتوسل اليها |
| Katılmak için sen yalvardın, ben de planı uyguladım. | Open Subtitles | لقد توسلت لي لأقبلك لذا أنشأت لكي دور تلعبيه |
| Yani bana yapmamam için yalvararak resmen yapmam için yalvardın. | Open Subtitles | أعنَّي أنَّك حرفياً توسلت إليَّ لأفعل فعلتي التي فعلتها عن طريق التوسل إلي بأن لا أفعلها |
| Sana çipi vermemiz için yalvardın böylece karını bulabilecektin. | Open Subtitles | أنت توسلت لي أن أعطيك الشريحة حتى يمكنك أن تجد زوجتك |
| Yıllarca kendi normal sandalyen için bize yalvardın. | Open Subtitles | طيلة أعوام، توسلت إلينا أن نحضر لك كرسي عادي |
| Bu yüzden mi hayatın için yalvardın? | Open Subtitles | ألهذا توسلت للابقاء على حياتك ؟ |
| O evi sana satayım diye yalvardın bana. | Open Subtitles | لأنك توسلت إلي كي أبيعك ذلك المنزل. |
| - Çünkü bırakmam için yalvardın, göt herif ve hiç profesyonel değilsin. | Open Subtitles | ...لقد تركتي الجامعة - لأنك توسلت إلي لفعل ذلك, يا أحمق - |
| Hayır bu işi almam için yalvardın. | Open Subtitles | لا، لقد توسلت لي بأن أخذ هذا العمل |
| Aslında senin işini almam için yalvardın. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد توسلت لي لأخذ عملك |
| Bana yalvardın, beni yanına aldın. | Open Subtitles | لقد توسلت لي و أخذتني |
| Sen bana öfke kontrolü için yalvardın. | Open Subtitles | لقد توسلت الي لاحتوى غضبى |
| Onları durdurmam için bana yalvardın ama ben yapamadım. | Open Subtitles | . ترجيتني لأن أوقفهم و لن أستطع |
| Gelmek için yalvardın. | Open Subtitles | كما أذكر في الواقع لقد ترجيتني لتأتي |
| Hadi geçen sefer yalvardın yakardın, işi kaptın. | Open Subtitles | في المرة الأخيرة، توسلتني ورجوتني أن أعطيك فرصة |
| Tanrının evinde bizim affımız için yalvardın biz de seni affettik. | Open Subtitles | توسّلت طلبا للمغفرة في بيت الرب و منحنها لك. |
| Bunun için bana yalvardın. Doğru. | Open Subtitles | و هذا الشئ للسيدات الجمهوريات أنتِ من ترجاني لهذا |
| Bence şirketi kurtarmak için ona yalvardın, o reddetti. | Open Subtitles | أعتقد أنّكِ ترجيته ليبقي الشركة تعمل، لكنّه رفض. |