| Kevin, bunlar Sean ve Clare. Üç ev yanımıza taşındılar | Open Subtitles | (كيفن)، هؤلاء (شون) و (كلير) لقد انتقلوا لثالث بيت بجوارنا |
| Sonra da tayfasının çoğunluğu ile gemisini yanımıza refakatçi versin diye dil dökeceğim. | Open Subtitles | وبعدها أحاول إقناعه كي يعين أكبر رجال طاقمه وسفينته، ليبحر بجوارنا ... |
| O elektrik yüklenmiş bir halde doğruca bize doğru geldi,... ...yanımıza oturdu, titriyordu,... ...Dereck'e doğru olan sırtıyla etrafa bakıyordu. | TED | لقد جاءت نحونا .. ومن ثم بدأت تنظر إلينا بصورة مباشرة وجلست بقربنا ترتعش وادارات ظهرها الى ديرك .. واخذت تتفحص |
| Ayrıca, böyle kaynaklara sahip birini bizim yanımıza çekmenin faydalarını düşünün. | Open Subtitles | بالإضافة , فكر في الفوائد في إجتذاب الرجل وموارده إلى جانبنا |
| Golda, kayınvalidem, yanımıza taşındıktan sonra gariplikler olmaya başladı. | Open Subtitles | الأشياء كانت غريبة منذ غولدا، عمّتي، إنتقل للعيش معنا. |
| Eski bir GUB çalışanını yanımıza çekmemiz bizim için büyük bir olay. | Open Subtitles | فأن ينحاز موظفاً سابقاً من موظفي البنك إلى صفنا يعد أمراً مهماً |
| yanımıza yaklaştılar. Lastiklere ateş ettiler. Sonra bildiğim tek şey tepe taklak durduğumdu. | Open Subtitles | توقّفوا بجانبنا و أطلقوا النار على العجلات و ما أذكره بعدها أنّني كنتُ رأساً على عقب. |
| Aşağıya yanımıza gelmen için sabırsızlanıyoruz. | Open Subtitles | لم نَستطيعُ الإنتِظار لإنْزالك هنا مَعنا. |
| Biliyor musun, yanımıza taşınmanıza sevindim. | Open Subtitles | أتعرف، أنا سعيدة أنكم أنتقلتم بجوارنا |
| Sence neden evlendikten sonra Laurent'la yanımıza taşınmanı istedik? | Open Subtitles | (لم تظنين بأني و (لورانت جعلناكِ تنتقليّن للعيش بجوارنا بعد زواجك؟ |
| Bir süre önce popüler birinin yanımıza taşınacağına dair bir rüya görmüştünüz ama bu olmadı değil mi? | Open Subtitles | .منذ فترة حلمت بوجود صنم يتحرك بقربنا لكن ذلك لم يحصل، صحيح؟ |
| Kimse yanımıza yaklaşmaya cesaret edemez. | Open Subtitles | لا أحد يتجرأ يأتي بقربنا. |
| yanımıza taşınması senin parlak fikrindi. | Open Subtitles | كانت فكرتكِ بأن تنتقل بقربنا |
| Amerikalıları yanımıza almazsak kesin olarak kaybedeceğiz. | Open Subtitles | و سنخسرها أكيد إذا لم نجعل أمريكا إلى جانبنا. |
| Polisi yanımıza almaya çalıs. | Open Subtitles | حاول جعل الشرطة تقف إلى جانبنا |
| Bir keresinde bir maçta yanımıza oturmuştu. | Open Subtitles | جلس إلى جانبنا في مباراة ذات مرّة. |
| Bana hiç danışmadan bizim yanımıza taşınmasına izin verdin. | Open Subtitles | لقد جعلتها تنتقل للعيش معنا دون أن تناقش الأمر معى |
| Elbette ama etraf polis kaynarken kimse yaklaşmıyor; insanları yanımıza çekmeliyiz. | Open Subtitles | أكيد، لكن الناس لاتتعاطى لمّا تكون موجودة وعليّنا جعل الناس في صفنا. |
| Yarın seni yanımıza yüzündeki en tatlı gülümsemeyle bekliyorum. | Open Subtitles | سأتوقع رؤيتك بجانبنا غداً وعلى مُحيّاك أفضل إبتسامة |
| Kör bir kızı yanımıza alamayız. | Open Subtitles | نحن لا نَستطيعُ أَخْذ a بنت فاقدة البصر مَعنا |
| Dlyan bizimle yaşıyordu. Ailesi onu evden atınca yanımıza geldi. | Open Subtitles | كان يعيش معنا بعد أن قاما والديه بطرده |
| -Tamam. yanımıza yaklaşık sekiz şişe oksijen alıp Güney Zirvesi'ne çıkacağız. | Open Subtitles | نحن نخطط بخزن ما يقارب ثمانية أسطوانات من "الأكسجين" |
| Amacımız, özellikle krallığımızın, kısa bir süre önce toplu halde bize karşı ayaklanan kısmını ziyaret etmek olduğuna göre, yanımıza büyük bir heyet ve silahlı askerler almalıyız. | Open Subtitles | سنذهب مع حاشية كبيرة بما في ذلك رجال السلاح منذ أن كنا ننوي خصيصا زيارة تلك الأجزاء من مملكتنا الذين, منذ فترة بسيطة قاموا بتمرد مخز ضدنا |