| Bir ara, MR makinesinin içindeki çocuğunu bekleyen bir annenin yanındaydı. | TED | لقد كان مع إحدى الأمهات اللاتي ينتظرن طفلهن ليخرج من التصوير المغنطيسي. |
| Muhtemelen Tex onu trende öldürdüğünde, bu Charles'ın yanındaydı. | Open Subtitles | لابد انه كان مع "تشارلـز" على القطار "عندما قتله "تيكـس |
| En ufak sorunda elinden tutup kaldırmak için AJ'in yanındaydı. | Open Subtitles | كل مشكلة صغيرة يواجهها, فتكون بجواره لتنهضه و تمسح دموعه |
| Geçen gece aldığım yazının yanındaydı. | Open Subtitles | كانت بجوار ورقة الحظ اللعينة التي حصلت عليها الليلة السابقة. |
| Ama en çok ihtiyacın olduğu anda yanındaydı. | Open Subtitles | لكنه كان معك عندما احتجته بشدة |
| Televizyon veledi vurdu ama şapka da yanındaydı. | Open Subtitles | ذا تي في بيبي أطلق النّار عليك ولكن ذا هات كان معه |
| Tıbbi destek gerektiği anlaşılıncaya kadar, babam yanındaydı. | Open Subtitles | والدي كان معها. حتى أنه كان من الواضح انها في حاجة إلى عناية طبية. |
| İyileşme sürecin boyunca hep yanındaydı. | Open Subtitles | ولكن هذا هو جوهر القصة. كانت إلى جانبك طيلة فترة تعافيك. |
| Yatağı pencerenin yanındaydı, dışarı bakıp tam karşıdaki çocuğun odasını görebiliyordu. | Open Subtitles | سريرها كان بجانب النافذة، وكان بإمكانها أن تنظر للخارج وترى مباشرة ما يحدث في غرفة الولد في الجهة المقابلة عبر الشارع. |
| Büyükannemiz ölüyordu ve tüm aile onun yanındaydı ve buradaki adam da kanoyla geziye çıkmıştı. | Open Subtitles | وكل العائلة كانت معها. وهذا الرجل ذهب في رحلة تجديف |
| Bu disket CBI'lı Baadshah'ın yanındaydı. | Open Subtitles | هذا القرص المرن كان مع بادشاه سي بي إل. |
| Ronnie Stacey'in yanındaydı. Mesajlar bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | روني كان مع ستايسي والمحادثة تثبت ذلك |
| Chance öldüğünde yanındaydı. | Open Subtitles | لقد كان مع تشانس عندما مات |
| Malhotranın öldürüldüğünde Vikram'ın asistanı olarak yanındaydı ordaydı | Open Subtitles | لقد قال السيد (مالهوترا) بأن (إلتون) كان مع (فيكرام) في الليلة التي قتلت فيها (مايا). والآن قد توفيّ. |
| King kong da kana bulanmış bir şekilde ve elinde silahıyla adamın tam yanındaydı. | Open Subtitles | وكيند كونج هنا بجواره, مغطأ بالدماء والسلاح بيده |
| Şimdi iyi, uyuyor. Rachel yukarıda, gece boyunca yanındaydı. | Open Subtitles | هو بخير الان انه نائم وكذلك امه لقد كانت بجواره طوال الليل |
| Sanırım beyaz kamyonetin yanındaydı. | Open Subtitles | أظن أنها كانت بجوار شاحنة بيضاء. |
| Son birkaç gündür kimler yanındaydı? | Open Subtitles | من كان معك بالايام القليلة الماضية؟ |
| Adını hatırlamıyorum, ama Oswald onun yanındaydı. | Open Subtitles | لا أتذكر اسمه لكن أوزوالد كان معه |
| Parktayken kesin yanındaydı çünkü bir chihuahua'yı durdurup Kuzucuk'a kız arkadaş yaptım. | Open Subtitles | بالتأكيد كان معها في المنتزه لانني اوقفت "شيواوا" شيواوا: نوع من انواع الكلاب |