| # Ateşler cennette hâlâ yanarken # | Open Subtitles | ؟ بينما النيران ما زالت تحترق في السماء؟ |
| Bir domuz pirzolası tavada yanarken o, babamın karısıyla oynaşıyordu,.. | Open Subtitles | حسنًا ، لقد عبث مع زوجة أبي بينما كانت تحترق قطعة لحم خنزير على المقلاة |
| Kundakçılar hakkında bildiğimiz bir şey varsa o da hedeflerinin yanarken seyretmeyi sevmeleridir. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء نعرفه عن حشرات النار,فهو أنهم يحبون مشاهدة أهدافهم تحترق. |
| Pencereden baktığı zaman aynı adamı tişörtü yanarken koşar durumda görmüş. | Open Subtitles | ونظرت للنافذة حيث شاهدت نفس الرجل يركض من القبو وقميصه يحترق |
| Karısı ölümün kıyısında zar zor nefes alır ve çok sevdiği oğlu doktora ihtiyaç duyar bir halde ateşler içinde cayır cayır yanarken. | Open Subtitles | كانت زوجته ترقد مريضة على حافة الموت بينما كان ابنه الحبيب يحترق بالحمى فى حاجة ماسة لطبيب |
| Onu tatmin eden şeyin kurbanları yanarken izlemek olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد أن هذا ما يثيره , رؤيتهم يحترقون |
| Teşekkürler, Mel. Ve Nero Roma yanarken keman çalıyordu. | Open Subtitles | شكرًا يا ميل وظل نيرون يعزف بينما روما تحترق |
| Telsizden duydum. Birileri gelip, araç yanarken adamları sorgulamış. | Open Subtitles | سمعتُ البلاغ على الجهاز اللاسلكي، شخص ما جرفهم، ثمّ استجوبهم بينما كانت سيّارتهم تحترق. |
| Çatışmanın iki tarafına da oynuyorsun. Ülken yanarken sen para kazanıyorsun. | Open Subtitles | تتعاون مع جانبيّ الصراع، وتجني المال بينما تحترق بلدك. |
| Bir ev yanarken hayvanlarımız ve sevdiklerimizden sonra ilk kurtardığımız şey nedir? | Open Subtitles | ...عندما تكون بيوت الناس تحترق ...ما هو أول شي تنقذه الناس بعد إنقاذ الحيوانات الأليفة و أحبائهم؟ |
| Kağıt yanarken şu cümleyi fısılda: | Open Subtitles | ... و عند آخر قطعة من الورق و هى تحترق أهمس بـ |
| Ve Sparta yanarken, sen de altın içinde yüzeceksin! | Open Subtitles | وحينما تحترق سبارطة ستستحم في الذهب |
| Sense Roma yanarken flüt çalıyorsun. | Open Subtitles | وانت تعزف على الفلوت بينما روما تحترق |
| Annelerinin midesi yanarken çocuklara dokunursa, çocuk ateş alabilir. | Open Subtitles | لذا إن أصيبت الأم بحرقة في القلب قد يحترق أحدهم |
| Yatağını öyle ateşe vermesi hala sır. Mum yanarken uyumuş. | Open Subtitles | أنه لأمر غامض كيف أنه لم يحترق في فراشه. |
| Ondan sonra Çılgın Kral'ın can verişini seyrederken baban yanarken attığı kahkahalar geldi aklıma o an adaleti hissettim. | Open Subtitles | لاحقاً، عند مشاهدتي لموت الملك المجنون تذكرت قهقهاته في حين والدك يحترق |
| Çünkü hepsini yanarken izlemek iyi hissettirdi. | Open Subtitles | لأنّ مُشاهدتهم يحترقون منحتني شعورًا جيّدًا. |
| Bu çarpıtılmış bir deyiştir, çünkü nihai yargıdan sonra, zaman biter ve cehennemde yanarken hiçbirimiz birşey bilmeyeceğiz hep sonsuzluk vardır. | Open Subtitles | إنها مزحة كئيبة، لأنه بعد الحكم النهائي، ينتهي الوقت... وجميعُنا... يحترقون في الجحيم... |
| Onları yanarken izleyecek cesaret yok sende. | Open Subtitles | لا تملكين حتى الأعصاب لمشاهدتهم يحترقون |
| yanarken gördüklerin sadece kopyalardı. | Open Subtitles | الرسائل المحروقة كانت نسخاً فقط |
| Paraşütsüz düşerken eviniz soyulurken veya yanarken sizi tutan yangını söndürüp çocuklarınızı kurtaran kimdir? | Open Subtitles | إذا كنتم تسقطون بدون مظلة أو يتم السطو علي متاجركم أو النار مشتعلة بمنزلكم من الذي يستجيب لنجدتكم و يخرجكم من هذا و ينقذ أطفالكم؟ |
| Yazları yanarken, kışları da donduk. | Open Subtitles | إننا كنا نحترق فى الصيف و نتجمد فى الشتاء |