| Ama yandaş toplamak, ilgilendiği tek şey değil. | Open Subtitles | لكن جمع التابعين ليس الشيء الوحيد الذي يتقنه |
| o her geçen gün ordusuna yeni askerleri katmak için uğraşıyor.tabi biz de ama yandaş toplaması ilgilendiği tek şey değil. | Open Subtitles | لكن العديد من المخلوقات السحرية المظلمة و قد بدأ بتجنيد العديد , و لقد بدأنا بفعل المثل لكن تجميع التابعين ليس الشئ الوحيد الذى يبرع فيه |
| O zaman yandaş bulabileceğimize inanıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تظن أنه سيكون لدينا حلفاء وقتها ؟ |
| Ülkede yandaş bulamaz. | Open Subtitles | لم يستطيع ان يعثر على حلفاء في البلد |
| İyi habere gelirsek kendine bir yandaş buldun. | Open Subtitles | و الأخبار الطيّبة... حصلتِ على حليف. |
| Kendine bir yandaş buldun. | Open Subtitles | حصلتِ على حليف. |
| Kilise bu kadar karışıklık içindeyken, Orsini, kendine yandaş toplamaya devam edecek. | Open Subtitles | لا, لطالما أن هناك فساداً مريعاً في الكنيسة فذلك المهرطق (لوثر) سيتابع جمع التابعين |
| Dışarıda yandaş aramaya karar veriyor. | Open Subtitles | لقد قرر ان يعثر على حلفاء خارج الحدود |