| Buraya yeni bir yaşam bulmaya gelmiştim. Şimdi yanlış yerde aradığımı anlıyorum. | Open Subtitles | أتيت إلى هنا لإيجاد حياة و أدركت إنني أبحث في المكان الخطأ |
| Demek istediğim şu ki belki de cevabı yanlış yerde arıyoruz. | Open Subtitles | كل ما أريد قوله هو.. ربما نحن نبحث في المكان الخطأ. |
| Yanlış zamanda yanlış yerde olan biri. Adı Dean Madison. | Open Subtitles | رجل ما كان في المكان الخاطئ في الوقت الغير المناسب,كان اسمة دين ماديسون |
| Bu yara yanlış yerde. Onu boğazından vurmuş. | Open Subtitles | هذا الجرح في المكان الخاطئ لقد أطلق النار على الحلق. |
| Belkide yanlış yerde, yanlış zamanda bulunuyordum. | Open Subtitles | ربما كنت فقط في المكان الخطأ في الوقت الخطأ |
| Eğer yanlış yerde olsaydınız şu anda vurulmuş olurdunuz. | Open Subtitles | لا. لو كنتم في المكان الخطأ لكنتم قتلتم الآن |
| tam yerinde bir isabet,gazeteciler yanlış yerde olmalı hayır,prova yapıyordum,izle | Open Subtitles | لديك تصويب مدهش ، ربما الصفائح موجودة في المكان الخطأ ؟ لا ، كنت أتدرب ، راقب الآن |
| Bombanın yanlış yerde patlaması fazladan biraz iş çıkardı. | Open Subtitles | لقد انفجرت القنبلة في المكان الخطأ مما اسفر عن الانفجار أعمال إضافية |
| Sadece yanlış yerde yanlış zamandasın, esasında. | Open Subtitles | انت فقط في المكان الخطأ في الزمان الخطأ .. كما يبدو |
| Peki, tamam, onlar kendilerini yanlış yerde havaya uçuruyorsa, sen hepsinin bunu doğru bir şekilde, yapmasını sağlayacaksın. | Open Subtitles | حسناً , إذا كانوا ينوون تفجير أنفسهم في المكان الخطأ فيجب أن أن تحرص على أن يفجروا انفسهم في المكان الصحيح |
| Doğru şeyi yanlış yerde arıyorlar. | Open Subtitles | حسنا، هم يبحثون عنهم الشيء الصحيح، لكن في المكان الخاطئ. |
| Ben yanlış yerde ve yanlış silahla duruyordum. | Open Subtitles | أنا كنت في المكان الخاطئ بالسلاح الخاطئ. |
| Ancak kurbanların özellikle mi seçildikleri yoksa yanlış zamanda yanlış yerde mi bulundukları belli değil. | Open Subtitles | لكن ليس بجليّ عما اذا كانو مستهدفين بصفة خاصة او اذا كانوا موجدين في المكان الخاطئ و الوقت الخاطىء |
| İnan bana, yanlış yerde yanlış kelime, bütün neden-sonuç ilişkisini değiştirebilir. | Open Subtitles | صدقيني، الكلمة الخاطئة في المكان الخاطئ يمكن أن تغير كليا صلة الربط بين الحدث و النتيجة |
| Ve bu iş bizi yine yanlış yerde yanlış zamanda sararsa ölüyüz demektir. | Open Subtitles | في المكان الخاطيء و في الوقت الخاطيء سنموت |
| Bunlar yanlış yerde bulunan yanlış insanlar. | Open Subtitles | أنهم الناس غير المناسبين في المكان غير المناسب. |
| - Yanlış zamanda yanlış yerde bulunmak. | Open Subtitles | . اعيش فى المكان الخاطئ وفى الوقت الخاطئ |
| İkinizin yanlış yerde karşılaştığınızı biliyordum. | Open Subtitles | أعلم أنكما أنتما الإثنين بدأتما بالخطوة الخاطئة |
| Bence senin ve arkadaşlarının tek suçu yanlış zamanda yanlış yerde olmaktı. | Open Subtitles | أعتقد انه أنت واصدقائك مذنبين فقط لتواجدكم بالمكان الخاطئ بالتوقيت الخاطئ |
| Sadece yanlış yerde, yanlış zamanda yanlış siki ağzına aldın. | Open Subtitles | والتوقيت الخاطئ والقضيب الخطأ في فمك |
| Yanlış zamanda, yanlış yerde. | Open Subtitles | مكان خاطيء زمان خاطيء |
| - Sadece yanlış zamanda yanlış yerde oldu. | Open Subtitles | هو كَانَ فقط في المكانِ الخاطئِ في الوقتِ الخاطئِ. |
| % 90 biri gizlice yanlış yerde sigara içiyordur. | Open Subtitles | فيدراليّة وحكوميّة تتعبني. أغلب الوقت يكون مُجرّد شخص يتسلل للتدخين بالمكان الخطأ. |
| Hayatım boyunca hep yanlış zamanda, yanlış yerde oldum. | Open Subtitles | طوال حياتى كنت دائماً فى المكان الخطأ وفى الوقت الخطأ |