| Ben bakirliğimi yanlış zamanda, yanlış yerde ve yanlış kızla kaybettim. | Open Subtitles | أعني أني فقدت عاذريتي في الوقت الخطأ والمكان الخطأ والفتاة الخطأ |
| Ve sizi yanlış zamanda rahatsız etmeyi sürdürürler, size para ödedikleri işi yapmaya çalışırken, sizi rahatsız etmeye meyillidirler. | TED | و يستمرون في المقاطعه في الوقت الخطأ بينما كنت تحاول أن تفعل شيئا في الواقع انهم يدفعون لك القيام به انهم ينون مقاطعتك |
| Ne olduğunu bilmiyordum ama çalışmaya başlamıştı... yanlış zamanda. | Open Subtitles | لا اعرف ما اصابه, ولكنه كان يعمل فى الوقت الخطأ |
| Galiba yanlış zamanda insan olmayı seçmişim. | Open Subtitles | حسنا، أحزر بأنني إلتقطت الوقت الخاطئ لكي يكون إنسان. |
| Zavallı çocuk yanlış zamanda yanlış yerdeydi. | Open Subtitles | َ تكلّمُ كثيرا. الولد الفقير كَانَ في المكانِ الخاطئِ في الوقتِ الخاطئِ. |
| yanlış zamanda yanlış yerde olan biri. Adı Dean Madison. | Open Subtitles | رجل ما كان في المكان الخاطئ في الوقت الغير المناسب,كان اسمة دين ماديسون |
| Bu duruma nasıl geldim bilmiyorum. Galiba yanlış zamanda tanıştık. | Open Subtitles | لا أعرف كيف أصبحت في هذا الوضع أعتقد أننا تقابلنا في الوقت الخطأ |
| Sen yanlış zamanda, yanlış yerdeki yanlış adamsın! | Open Subtitles | انت الشخص الخطأ في المكان الخطأ في الوقت الخطأ |
| Belkide yanlış yerde, yanlış zamanda bulunuyordum. | Open Subtitles | ربما كنت فقط في المكان الخطأ في الوقت الخطأ |
| Mac beni yanlış zamanda korumanı istemedi. | Open Subtitles | ماك لم يرد أن تقوم بحمايتى فى الوقت الخطأ |
| Mac beni yanlış zamanda korumanı istemedi. | Open Subtitles | ماك لم يرد أن تقوم بحمايتى فى الوقت الخطأ |
| Hayatım boyunca hep yanlış zamanda, yanlış yerde oldum. | Open Subtitles | طوال حياتى كنت دائماً فى المكان الخطأ وفى الوقت الخطأ |
| yanlış zamanda, yanlış bir yolcu. Gerçekte ne olduğunu asla öğrenemeyebiliriz. | Open Subtitles | الأجرة الخاطئة , في الوقت الخطأ ربما لن نعرف ما حدث بالفعل |
| Sen o kadarda kötü biri değilsin. Sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydin. | Open Subtitles | أنت لست مثل هذا الرجل السيئ, فقط دائماً في المكان الخاطئ في الوقت الخاطئ |
| Kötü biri değilsin. Sadece yanlış zamanda, yanlış yerdeymişsin. | Open Subtitles | أنت لست هذا الرجل السيء, فقط دائماً . فيّ المكان الخاطئ فيّ الوقت الخاطئ |
| Kim olduğuna ve ne kadar sert olduğuna bakmaz,... ..yanlış zamanda yanlış yerdeysen, ölürsün. | Open Subtitles | لن يحدث فرقا لو انت اصبحت هكذا أو كنت رجل قاسي إذا كنت في البقعة الخاطئة أو في الوقت الخاطئ أنت اصبحت. |
| - Sadece yanlış zamanda yanlış yerde oldu. | Open Subtitles | هو كَانَ فقط في المكانِ الخاطئِ في الوقتِ الخاطئِ. |
| Silahların Fiat'ı, daima yanlış zamanda tutukluk yapar. | Open Subtitles | إنهم دائماً يشوشون عليك في الوقت الغير مُناسب. |
| Kardeşim kendi doğum günü yemeğini kaçırdı, çünkü yanlış zamanda yanlış yerdeydi. | TED | لم يحضر أخي عشاء عيد ميلاده لأنه كان في المكان الخطأ في التوقيت الخطأ. |
| Gerçek şu ki fikir doğruydu ama yanlış zamanda oldu. | Open Subtitles | في الواقع، كانت تلك فكرة ملائمة في الوقت غير الملائم |
| yanlış zamanda yanlış yerde olmak diye buna denir işte. | Open Subtitles | حسناً, هذا ما أسميه أن تكون فالمكان الخطأ والوقت الخطأ. |
| Peabody, sana yardım etmeyi çok isterim ama çok yanlış zamanda geldin. | Open Subtitles | لمساعدتنا؟ لا باس انا احب المساعدة ولكنك أتيت في وقت سيء للغاية |
| Sanki yanlış zamanda doğmuşum, ve buraya ait değilmişim gibi. | Open Subtitles | ولدت في وقت غير مناسب... وأني لا أنتمي الى هنا |
| Yani demeniz o ki yanlış zamanda yanlış yerdeydi. | Open Subtitles | إذن أنت تقول أنّها كانت في المكان والوقت غير المُناسبان. |
| yanlış zamanda yanlış yerdeydim... | Open Subtitles | لقد كنت في المكان غير المناسب في الوقت غير المناسب |
| Evet, ama bu olayda bu insanlar sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydiler. | Open Subtitles | أجل، لكن في هذه القضيّة، كان هؤلاءِ الناس في المكان الخطأ بالوقت الخطأ. |
| Buraya yanlış zamanda geldik gibi. Kulübe yok, Bay Kettering yok. | Open Subtitles | أصبحنا هنا في الوقت الخاطىء لا مقصورة، لا سيد كيتيرينج |