| Kitabın uzun süre gecikmiş baskısı ve anlaşmazlıklara karşı hayatta kalması aslında Woland'ın Ustaya dediği gibi bir vasiyet örneği: "Taslaklar yanmaz." | TED | أما تأخر نشر الكتاب وتخطيه كل التحديات فهو شاهد على صدق ما قاله وولاند للمعلم: "المخطوطات لا تحترق." |
| Mesele şu ki, o ampuller hiçbir zaman yanmaz onlar Shelby ampulleri. | Open Subtitles | حسنا اليكِ امرا, هذه المصابيح لا تحترق ابداً "انها مصابيح "شيلبي |
| Söylediklerimi yaparsanız, kimsenin canı yanmaz. | Open Subtitles | أذا نفذتم ماأقوله لكم ، لن يصاب أحد بأذى |
| Bilmek istediğin her şeyi sana anlatır ve kimsenin canı yanmaz. | Open Subtitles | وستخبرك كل شيء تود معرفته، ولن يصاب أحد بأذى |
| -Geri verirsen kimsenin canı yanmaz. -Hayır, hayır! Hayır! | Open Subtitles | فقط يَعطيني ذلك ظهرِ الكرةِ ولا أحد يَتأذّى. |
| Karikatür sahnelerinde kimsenin canı yanmaz. Değil mi Odie? | Open Subtitles | لا أحدُ يَتأذّى حقاً في قصّة كارتون مصوّرة، أليس كذلك أودي؟ |
| yanmaz giysi değil bu. | Open Subtitles | هذه ليست بزة مضادة للحرائق. |
| Polietilen Glikol, hiçbir şey yapmaya yetecek kadar hızlı yanmaz. | Open Subtitles | بوليثلين قليكول لن يحترق بسرعة كافية ليتسبب بشيء |
| Elmas yanmaz. | Open Subtitles | الألماس لا تحترق |
| Belki birkaç tane bisiklet buluruz. Bisikletler yanmaz sonuçta. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} ربّما يمكننا إيجاد بعض الدرّاجات، فإن الدرّاجات لا تحترق. |
| Hadi ama, bir ceset öylece yanmaz. | Open Subtitles | من فضلك الجُثة لا تحترق هكذا |
| Kımıldamazsanız, kimsenin canı yanmaz. | Open Subtitles | أذا لم تتحركوا ، فلن يصاب أحد بأذى |
| -Bırakırsan kimsenin canı yanmaz. | Open Subtitles | - ندعه يذهب، ويحصل يصب أحد بأذى. |
| Aptalca bir şey yapmazsan kimsenin canı yanmaz! | Open Subtitles | لا تفعل أيّ شئُ غبيُ ولن يَتأذّى أحد! |
| Bu yanmaz. Bunu kanımla yazacağım. | Open Subtitles | لن يحترق هذا سأحفر رغبتى على هذا |
| Ateşe attın mı yanmaz! | Open Subtitles | لذا لن يحترق إن وُضع بين لهب النار |